Satır Arkası
Bir Eğitim Efsanesi: “Mecburi eğitim 10 yıla çıksın!” Meşhur “şehir efsaneleri”nden sonra…
Ara
Çevremize İyi Bakalım
Değerli dostlarımız,
Ekonominin kurallarıyla, gezegenin kuralları çatışıyor. Arz ve kaynaklarında bir artış söz konusu olmadığı halde, ekonomi gayesiz biçimde sınırsız büyümeyi kendisine hedef seçiyor. Sınırlı kaynaklar üzerinde sınırsız büyüme hedefinin saçmalığı iki yüzyıldır sorgulanmayınca, bugünkü çevre krizleriyle karşı karşıya kaldık. Oysa sadece büyümek için büyümek, kanser hücrelerinde görülen bir davranış tipi. Kanser hücrelerinin bedenimizde yaptığı tahribat ise hepimizin malumu.
Hırsın akıldan önde gittiği bir zihniyetle, son 100-150 yılda daha önce hiç olmadığı kadar büyük ekolojik cinayetlere imza attık. Hâlâ da atıyoruz. Fakat somut bir kılıç darbesi gibi, çevre tenimizde yara açmadıkça, çevrecilerin kazanma şansı oldukça zayıf görünüyor. Çünkü karşımızda bir “hırsız psikolojisi”yle hareket eden, zihni o şekilde formatlanmış iktisadî dünya var. Arz üzerinde tüketilecek tek bir hammadde kalana dek, misyonunu bitmiş addetmiyor bu dünya.
Öte yandan çevrecilerin açmazı da, çevre ile insan arasında bir menfaat ilişkisinden başka bir eksen kuramıyor oluşları. Böyle olunca, çevre yok edicileri, “Tamam, teknolojiyi yeniliyoruz” diyerek çıkıyorlar işin içinden. Halbuki bataklığı kurutmanın yolu, insanları çevrecilik kadar, vahye de çağırmaktan geçiyor. Vahiy yoluyla insan, çevre ile metafizik bir bağ kuramadıkça, mayasındaki “hırsızlık psikolojisi”nden kurtulacağına dair bir emare yok ortalıkta.
Kapak yazısında Selim Gündüzalp, “Önce İnsanlar Bozuldu, Sonra Çevre” diyerek işte bu soruna işaret ediyor. Gündüzalp, kendi kişisel tarihinden alıntıladığı tecrübeler ile zevkle okuyacağınız bir yazı hazırladı sizler için. Beğeniyle okuyacağınızı umuyoruz.
Ümit Şimşek, çevre kirliliğinin bir başka boyutu olan “gürültü kirliliği”ni ele alıyor. “Gürültüyle Gelenler, Gürültüyle Gidenler” başlığını taşıyan yazısında Şimşek, gürültünün fiziksel, psikolojik ve manevî boyutunun yanı sıra, gürültünün bugünün gençleri için âdeta varolma biçimine dönüştüğünü ustalıkla yorumluyor.
Ayten Yadigâr ise “İlerleme mi, Geleceği Tüketmek mi?” yazısında, iktisadî parametrelere göre güneş gibi parlayan Tayvan ve Kore’de çiftçilerin kendi yetiştirdikleri sebzeleri bile yiyemediklerini, zenginlerin ise çevre kirliliği yüzünden ülkeden kaçmanın yoluna baktıklarını anlatıyor.
Geçen ay başladığımız “Dünya’da İslâm’ın Geçmişi” yazı dizimize bu ay, “Çin’de İslâm’ın 1350 Yılı” ile devam ediyoruz. Sevgili Peygamberimizin Medine’ye Hicretinden sadece 29 yıl sonra Çin’e İslâm’ın ulaştığını, hatta bunun anısına bir camii yapıldığını biliyor muydunuz?
Her zaman olduğu gibi, sizler için hazırladığımız ışıl ışıl hazır sayfalarımızla bir sonraki sayıda buluşmayı diliyoruz.
Unutmadan, geçen iki ay dergimize gösterdiğiniz teveccüh ve ilgi nedeniyle teşekkür ediyoruz.
Kalın sağlıcakla…
Bir Eğitim Efsanesi: “Mecburi eğitim 10 yıla çıksın!” Meşhur “şehir efsaneleri”nden sonra…
Ekonominin birinci kuralı, “büyümek”tir, sonsuza dek büyümek! Şirketler büyür. Milli ekonomiler her…
Nuh, bir peygamberdi. Tüm çabasına rağmen, kavminden iman etmiş olanların dışında hepsi…
“Beşer (insan) bir yandan arzın şifası için ilaç iken, diğer yandan ölümünü…
Ücra bir köyde yaşayan adamın biri, çektiği zahmetlerden bıkıp usanmış. Ve büyük…
“Beşerin bulaşık eli karışmamak şartıyla, hiçbir şeyde hakiki nezafetsizlik ve çirkinlik görünmüyor.”…
Bilim adamları ve Flor Bu öykünün kahramanı ot, et ne bulursa yiyen,…
İslâm’ın tabiat ve tabii çevreye dair görüşünün temelleri, İslâmî olan diğer her…
Evimizin önünde büyük bir kiraz ağacı var. Tadına doyum olmuyor. Ağızda eriyiveriyor.…
Tarihî verileri masaya koyduğumuzda, şaşırtıcı gerçeklerle karşılaşmak an meselesidir. İslâm’ın doğuşunu temsil…
EY RABBİM! Ey bütün var edilmişlerin, bütün âlemlerin, bütün zamanların Rabbi! Alımlı…
Zeytin, Kur’an-ı Kerim’de birçok defa zikredilir ve insanlara çeşitli faydalar sağladığı kaydedilerek,…
Modern düşünceyle birlikte “Benim aklım bana yeter” diyen insanoğlu, semavi rehberliği devre…
Biz dünyayı çok sevdik. Bir zamanlar bizim için uçsuz bucaksızdı dünya, keşfedilmeyi…
Tüketen uygarlığın bizden alıp götürdükleri arasında sükûnetimiz de var. Dalgaların, rüzgârın, yaprak…
Saint Amand-les-Eaux’daki dinler arası görüşmelere 1995’ten beri katıldığım için, İslâm hakkındaki derme…
VEZİR Sultan Fatih Edirne’ye giderken Molla Kırımi’ye sordu: “Molla, Kırım mamur bir…
HAFIZA İbni Sina, bir yolculuk esnasında İsfahan’a gelir. O beldenin âlimleri, en…
İnsan ilme muhtaçtır; ilmin ise insana ihtiyacı yoktur. Herkes cahil de kalsa…
Bir baba ve anne iki çocuklarıyla birlikte, okyanusun ortasında ıssız bir adada…
Olmamış şeyleri soracağına, olmuşlardan ibret al. — Hz. Ömer (ra) ***…