TR EN

Dil Seçin

Ara

Kâinattan Haberler

Kanatlardaki Simetri

Kelebeklerin kanatlarına dikkatle baktığımızda kusursuz bir simetrinin hakim olduğunu görürüz. Tül görünümlü bu kanatlar, şekillerle, beneklerle ve renklerle süslenmiş olarak yaratılmış ve sonuçta her biri birer sanat harikası olan görüntüler meydana gelmiştir.

Bu kelebeklerin kanatlarına baktığınızda ne kadar karmaşık olursa olsun, her iki taraftaki desenin ve renklerin tıpatıp birbirleriyle aynı olduğunu fark edebilirsiniz. En ufak bir nokta dahi her iki kanatta birden yer alır, dolayısıyla ortaya kusursuz bir düzen ve simetri çıkar.

Aynı zamanda o incecik kanatlardaki bir renk, diğerine hiçbir şekilde karışmaz ve var olan renkler keskin çizgilerle birbirinden ayrılır. Oysa bu renkler üst üste dizilen pulcukların bir araya gelmesiyle oluşur. Elinizi dokunduğunuz an dağılıveren bu pulcuklar nasıl oluyor da sıralarını hiç şaşırmadan aynı deseni tutturacak şekilde iki kanatta da dizilebiliyorlar? Tek bir pulun bile yer değiştirmesi kanatlardaki simetrinin bozulmasına ve estetiğin kaybolmasına neden olabilir.

Oysa yeryüzündeki hiçbir kelebeğin kanadında bir düzensizlik göremezsiniz. Her biri, aynı Ressam’ın elinden çıkmış olduğunu gösterecek şekilde, düzgün ve estetik görünümlüdür.

 

***

 

İlginç Gerçekler

 Bir ispermeçet balinası çıkardığı seslerle avını sersemletebilir, hatta öldürebilir bile.

 Bir kertenkele türü olan tauturanın iki gözünün arasında üçüncü bir gözü vardır.

 Mavi balinanın gözleri futbol topu kadar büyüktür.

 Çekirgenin kulakları dizlerindedir.

 Afrika filleri tüm memeliler içinde en büyük buruna sahip olandır. Büyük bir erkeğin hortumu yaklaşık 2,5 metredir.

 

***

 

Kulak Zarındaki Mucize

Dış kulak yolundan geçen ses titreşimleri, kulak zarına varırlar. Kulak zarı öylesine hassastır ki, molekül boyutundaki titreşimleri bile algılar. Bu sayede bedenin dışındaki düşük frekanslı sesleri bile duyarız.

Gelgelelim, kulak zarı vücudun içinden gelen sesleri duymaz. Söz gelimi, damarlardaki kan basıncı nedeniyle büyük titreşimli sesler oluşur. Bir tünelin içinde yuvarlanan kayalar gibi, kan tüm vücuda yayılmış damarlarda akar gider.

Ama vücutta yaratılan olağanüstü bir sistem sayesinde, kulak zarına kan damarlarından ulaşan parazit ses, sinir sistemi tarafından dışarıdan gelen diğer seslerden ayrıştırılır. Bir müzik kaydındaki parazit ve hışırtıları temizleyen gelişmiş bilgisayarlar gibi, sinir sistemi de kan damarlarının kulak zarına yaptığı titreşimleri temizler. Bu sayede, tüm hayatımız boyunca kan damarlarımızın basıncından doğan sesleri dinlemekten kurtuluruz.

 

***

 

“Sanırsın ki, sen ufak bir cisimsin. Halbuki sen de kocaman bir âlem dürülmüştür.”

 Hz. Ali

 

***

 

Karadeniz, Nuh Tufanı’yla Oluştu

Bir iç deniz olan Karadeniz’in nasıl oluştuğu, öteden beri, yer bilimcilerin merak ettiği bir konu. Bu konuda ulaşılan son nokta, Karadeniz’in Nuh Tufanı’yla oluştuğu şeklinde.

Bildiğiniz gibi, Nuh Tufanı’nda gökten akıl almaz ölçüde yağmur yağdığı gibi, yerden de sular fışkırmıştır. Kısa bir süre içinde yeryüzünün her kara parçası, sularla kaplanmış ve Nuh aleyhisselamın inşa ettiği gemiye binmeyenler boğularak ölmüşlerdir. Bazı müfessirlere göre ise, yeryüzünün tamamı değil ama sadece insanların yaşamakta olduğu belli bölgeler sular altında kalmış, diğer yerler tufandan etkilenmemiştir.

Her şeye rağmen, Nuh’un gemisinin Cudi Dağı’na oturduğunu göz önüne alırsak, Karadeniz havzasının tufandan etkilenmiş olabileceği sonucunu rahatlıkla çıkarabiliriz.

Nitekim, Dokuz Eylül Üniversite (DEÜ) Deniz bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü Araştırma Görevlisi Dr. Seda Okay’ın iddiasına göre Karadeniz’in Hazreti Nuh zamanında yaşanan tufanla oluştuğu bilimsel gerçeklerle uyumludur. 2002-2007 yılları arasında çalışmalarını sürdüren Seda Okay, “Buzul ve buzul arası dönemlerde global su seviyesi değişimlerine bağlı olarak İstanbul Boğazı’nın açılmasıyla ilgili üç farklı görüş mevcut. Boğaz’ın Karadeniz’e çıktığı noktada deniz tabanında incelemeler yaptık ve Boğaz’ın Karadeniz çıkışı dibinde Akdeniz’den gelen yüksek basınçlı suyun izler bıraktığını gördük. Bu da gösteriyor ki, Nuh Tufanı ile birlikte Akdeniz’den gelen su, Karadeniz’in girişinde kanallar (Boğaz) açmış, Böylelikle Karadeniz, göl olmaktan çıkıp deniz haline gelmiş.” diye konuştu.

 

***

 

Atom Ve Bir Tuz Tanesi

Hakkında çok söz söylenen atomların boyutları namı kadar büyük değil. Hatta atomlar “mikroskobik” büyüklükten bile daha küçüktür. Mesela bazı atomların kalınlığı santimetrenin yalnızca 1/100.000.000’u kadardır. Bazılarıysa daha büyüktür; ama yine de yüz milyon atomu yan yana koyduğunuzda elde edeceğiniz uzunluk ise sadece bir santimetredir. İsterseniz, şöyle bir örnek de verebiliriz: Avucunuza bir miktar tuz dökün ve tek bir tuz tanesine bakın. Eğer bu tanenin içindeki her atomu tuz tanesinin büyüklüğüne erişecek kadar büyütebilseydik, tuz tanesinin boyu yaklaşık 10 km olurdu. İşte atomların derinlerine daldıkça bir zerre milyarlarca defa büyütülüyor ve karşımıza koca bir âlem çıkıyor. Bu âlemi, bakın şair nasıl tarif etmiş:

Varlığın bilmem ne hacet küre-i âlem ile?

Yeter isbatına halk ettiği bir zerre bile.