“Bundan sonra yeryüzünü serip döşedi.”
(Naziat, 30)
Bundan sonra yeryüzünü serip döşedi (Naziat, 30) mealindeki âyetin Arapça aslında geçen ve ‘dahv’ kelimesi, ‘yuvarlaklık’ ifade etmekte ve özellikle ‘devekuşu yumurtası’ gibi mânâlara gelmektedir.
Bu kökten türetilen pek çok kelimenin, Arap etimolojisindeki karşılıkları hep ‘devekuşu’ ile alâkalıdır. Mesela ‘Edhannuame’ (Râzi, 31. s. 47) devekuşu yuvası, ‘Elmedha’ ise devekuşu yumurtasının bulunduğu yer anlamına gelir. (Ahter-i Kebir, s. 301)
Bu bilgiler ışığında, söz konusu âyette, yerkürenin şekli ‘devekuşu yumurtası’na benzetildiği söylenebilir.
Prof. Dr. Süleyman Ateş, Lisan-ul Arap adlı sözlüğe dayanarak ‘dahv’ kelimesinin anlamını şöyle açıklar:
“Dahv, döşemek düzeltmek demek ise de sadece basit bir döşemek ve düzeltmek değildir, ‘yuvarlak olarak döşemek’ düzeltmek anlamına gelir ki, bu ayetten yeryüzünün yuvarlak yaratıldığı anlamı çıkar.”
Âyetin yeryüzünü devekuşu yumurtasına benzetmesinin ne gibi bir hikmeti olabilir?
Öncelikle tüm canlı yumurtaları içinde, küreye en çok benzeyeni devekuşu yumurtasıdır. Yerkürenin kuzey-güney çapındaki nisbî farkı, ona elipsoid bir yapı kazandırır. Ekvator yan çapı 6378 km, kutup yarı çapı ise 6356 km’dir.
Gerçekten de, ayetin ifade buyurduğu gibi, yerküre tam bir yuvarlak değil, ama küresel, kutuplardan basık, kendine özgü bir şekildedir. Yani devekuşu yumurtası gibidir.