TR EN

Dil Seçin

Ara

Kâinattan Haberler

“Evrenimiz hayata en uygun biçimde özel olarak yaratılmıştır.

Eğer başka türlü olsaydı biz burada olamazdık.”

— Paul Davies

 

RENGARENK HAVA TEMİZLEYİCİLER

Son yıllarda yapılan araştırmalara göre, kapalı mekânların havası, sanayi merkezi olan şehirlerin havasından çok daha ciddi bir problem teşkil etmeye başladı. Evlerdeki havanın kirlenmesinin birçok nedeni var. Ama en büyük sebep, hayatımızı kolaylaştıran o teknoloji harikası ev gereçleri—kişisel bakım ürünleri, merkezi ısıtma-soğutma sistemleri, gazlı ocaklar, döşemeler ve daha sayamadığımız yüzlercesi.

Çağımızın en yaygın hastalıklarından olan astım, sinüzit gibi alerjik hastalıkların büyük bir kısmından, kapalı mekânlarda üreyen mikroplar sorumlu tutuluyor. Fakat bu vahim sorunun güzel bir çözümü var: ev bitkileri. Sydneyde Teknoloji Üniversitesinde Prof. Margaret Burchettin yönetiminde gerçekleştirilen araştırmaya göre, ev bitkileri kapalı ortamlardaki formaldehit, benzen, etilen gibi zararlı kimyasalları %100 oranına kadar temizleyebiliyor. Bu kimyasalların çoğu boyalarda, halılarda, özellikle yeni veya parlatılmış eşyalarda kalıcılık amacıyla kullanılıyor. Sonuç olarak bize o göz kamaştırıcı modern görünümlerinin yanında bol zehirli bir hava bırakıyorlar.

Araştırmacılar, kapalı mekânların havasını, özellikle bitki köklerinde yaşayan toprak mikroorganizmalarının temizlediğini belirttiler. Bu mikroorganizmalar hem bitkinin ihtiyacı olan bazı maddeleri sağlıyor hem de kendi besinlerini bitkinin köklerinden elde ediyorlar. Tabii, aynı zamanda bu harika hayvancıklar, evin havasını da temizlemeyi unutmuyorlar. Bitkiler ve ortakları mikroorganizmalar, kirli havayı temizlemeye öyle ayarlanmışlar ki, saksının üzerine siyah naylon torba geçirildiğinde dahi, düşük seviyede de olsa havayı kirlerden arındırmaya devam ediyorlar.

 

SİNEKLER TAVANDA NASIL YÜRÜR?

Minicik pençelerine ek olarak, sineklerin ayaklarına pulvilli” adı verilen bir çeşit yapışkan doku yerleştirilmiştir. Bu yapışkan dokunun üzeri ise her birinin uzunluğu santimetrenin onda biri ve on binde biri arasında değişen minyatür tüycüklerle kaplanmıştır. Bilim adamları bu tüycükleri oldukça önemserler. Çünkü sinek gibi minik bir hayvanın vücudunun yüzde birini kaplamayan ayaklarındaki bu tüycükler çok özel bir şekilde yaratılmıştır. Sineklerin tavan yüzeyindeki mikroskobik çıkıntılara tutunmalarını sağlayan bu tüycükler ince kancalar şeklindedir. Fakat kancaya benzeseler de, bildiğimiz  kancalar gibi sert değillerdir. Sinekler, tavana konduklarında tıpkı bir tutkal gibi iş gören yapışkan maddeler salgılarlar. Sineklerden yüzlerce kat büyük kertenkele ve örümcek için ise durum daha farklıdır. Onların kanca”ları kurudur. Tavanda gezinirken herhangi bir yapışkan maddeye ihtiyaç duymazlar. İşte bu noktada bilim dünyası bu ilginç düzenin hikmetini açıklamakta yetersiz kalıyor.

 

TRAFİK KALP HASTASI YAPIYOR

Alman bilim adamlarının yaptığı bir araştırmaya göre, trafikteyken kalp krizine yakalanma riski normale oranla üç kat artıyor. Kalp krizi geçirmiş yüzlerce hastayı gözlemleyen araştırmacılar yaklaşık her 12sinden birinin trafikten etkilendiğini gözlemlediler. Kriz riskinin artması, nasıl bir araçla seyahat edildiğine bağlı değil. Yolcular da şoförler de aynı derecede risk altında bulunuyor. İstatistiklere göre, otomobillerindeyken trafiğe yakalananlar 2.6, toplu taşıma araçlarında yolculuk edenler 3.1, bisiklet kullananlar ise 3.9 kat diğer insanlara nazaran kalp krizine yakalanma tehlikesiyle karşı karşıya. Kalp krizi riskini, sadece trafiğe bağlı stres değil, aynı zamanda egzoz dumanlarından kaynaklanan yoğun hava kirliliğine maruz kalmak da artırıyor.

 

İLGİNÇ BİLGİLER

Bir akrep, iki gün su altında hava almadan yaşayabilir ve 3 yıl boyunca hiçbir şey yemeden hayatta kalabilir.

  •     Çoğu insanın midesini bulandıran fareler, uyanık kaldıkları zamanın yarısını kürklerini, dişlerini ve ayaklarını temizlemekle geçirirler.
  •     Bir fare piresi 3 gün boyunca hiç durmaksızın saatte 600 defa sıçrayabilir.
  •     Midesi bozulan kedi ve köpekler kusmak için çim yerler, yakın akrabaları kurtlar, bu işte ısırgan otunu tercih ederler ve eğer bir kurt bir yılan tarafından sokulmuş ise, ‘yılan otu’ denen bitkiyi bulup yer.
  •     Örümcekler şevk ve neşe içinde ağlarını örüyorlarsa, hava güzel olacak demektir. Ama keçiler kuyruklarını bacak aralarına kıstırmış iseler, yağmura hazırlıklı olun.
  •     Eğer bir arı tarafından sokulduysanız, iğnesini mutlaka oradan çıkarmaya çalışın. Çünkü o iğne, neredeyse bir gün boyunca zehir pompalar.
  •     Brezilya’da yaşayan şemsiye karıncaları, yuva kurmak için 250 m3 toprak yığarlar.
  •     Yusufçuk hiç durmadan tam 100 km’lik yolu gidebilir. 

 

TABİAT KİTABI

Bütün gözlere karşı açılmış tek kitap vardır: Tabiatın kitabı. Bu kitabı okuyarak, onu yoktan var etmiş olan büyük Yaratıcıya inanıyorum. Onu, okuyamamak için hiçbir mazeret yok! Çünkü, bütün insanlara hitap ediyor ve her akıl sahibi için anlaşılır bir dil kullanıyor.

Issız bir adada doğsaydım kendimden başkasını görmemiş olsaydım ve dünyanın bir köşesinde eskiden ne olup bitmiş olduğundan haberim dahi olmasaydı, aklımı ve mantığımı kullanmak ve işletmek, Allah’ın bana vermiş olduğu başka pek çok kabiliyetlerimi de iyi çalıştırmak sayesinde, bir Yaratıcının varlığını bulabilirdim. Onu sevmeye ve eserlerini takdire, kendisi gibi iyiliği istemeye ve dünya üzerindeki vazifelerimi öğrenip, yapma konusunda başarılı olurdum.

Bütün insan bilgileri, bundan fazla bana ne öğretebileceklerdir?

— J. J. Rousseau