Minik bir yeğenim var. Adı: A. Samet Ağıt. Hem küçük bir “kundır” (balkabağı), hem de şirin bir deliyürek. Diyarbakır’da büyüyor. Her telefon konuşmamızda “dayı, ne zaman geleceksin?” diye soruyor. Annesinin anlattığına göre abisine gelen Zafer dergilerini ayırıp “dayımın yazılarını okuyacağım” diye saklıyormuş. Saklıyormuş çünkü henüz okula gitmiyor. Okuma yazmayı öğrendikten sonra okuyacakmış. Bu şirinliğini duyduktan sonra ona özel bir mektup yazmaya karar verdim.
Kürtçe’de soru cümlesi genellikle normal cümlenin vurgulu söylenmesiyle kurulur. Kürtçe’deki soru cümleleri, Türkçe’deki gibi “-mi veya -misin” ilavesi almaz. Mesela, “geliyor musun?” sorusu Kürtçe düşünerek Türkçe konuşanlar için vurgulu bir “geliyorsun”dur. Ya da “geldin!” Bir ifade cümlesi değil bir soru cümlesidir. Türkçesi “geldin mi?”dir. A. Samet de Diyarbakır’da büyüdüğü için bana sık sık şu soruyu sorar: “Dayı, Amerika’dasın?” yani “dayı Amerika’da mısın?” Evet, ama inşaallah birgün geleceğim, görüşeceğiz diye çocuk başını Diyarbakır’a uzanamayan ellerimle okşamaya çalışırım. Şimdi kalemi elime almışken kendisine Amerika’yı anlatmaya karar verdim.
Canım A. Samet, Amerika nasıl bir yer biliyor musun? Evet, uzak bir yer. Ha bir de çok büyük bir yer. Dağları az ama toprakları çok bir ülke. Burayı insanlar sonradan bulmuşlar diyorlar. Burayı önce Kızılderililer bulmuş ama sonra Avrupalılar oyun bozanlık etmişler. Onlar diyor ki burayı biz bulduk. Şimdi çoğunlukla onlar yaşıyor burada. Kovboylar var ya televizyonda gördüğün, işte onlar Avrupalılar. Kızılderilileri öldüren Avrupalılara Amerikalı diyorlar. Şimdi onların torunları çoğalmış ve yayılmışlar her tarafa. Biliyor musun, çok çalışkan buradaki insanlar. Herkes ödevini yapıyor. Sadece babalar değil, anneler de her gün işe gidiyor. Bazen çocuklar yalnız kaldıkları için sıkılıyorlar. Ağlayan çocuklar da var. Çocukları oyalamak için çok sayıda oyuncak var Amerika’da. Büyüklerin de oyuncakları var. Güzel bir şey daha var. Büyüklerin de bisikletleri var burada. Yollar ve sokaklar çok temiz. Her taraf yemyeşil. Yani güzel bir memleket. Buradaki çocuklar hayatlarından memnunlar. Bazısıyla konuştum, onların çoğu dünyadaki bütün çocukların onlar gibi mutlu olmasını istiyorlar. Ama, Ağıtcığım biliyor musun burada büyükler çocuklar kadar temiz yürekli değil. Televizyonda duymuşsundur, Bush adında bir devlet başkanları var. İşte o adam, bütün dünyadaki çocukların mutlu olmasını istemiyor. Büyükler arasında kavga çıkarsa çocuklara zarar gelmesin diye hiç uğraşmıyor. Başkan Bush, Bağdat’taki çocukların üstüne bombalar yağdırdığı için bütün dünyadaki çocuklar Lizzy Gray, 1860 yılında öldüğünde bir hayli yaşlıydı. “Yaşlı Lizzy” adıyla bilinirdi.… Uluslararası Kızılhaç Örgütü (ICRC) geçtiğimiz aylarda yaptığı bir açıklamayla Guantanamo’daki esir kampında… Avrupa ve Asyalılar için bir zamanlar dünya haritası, bu iki kıtanın toplamından… Amerikan yerlisinin toprakla özel bir ilişkisi vardı. Onun için toprak üzerinde yaşanan… ABD BAŞKANI BUSH’UN, “KENDİNE DOĞRU DÜRÜST BİR İŞ BUL.” DİYE AZARLADIĞI, AMERİKA’NIN… ‘Araba sevdası’ sadece bizim gibi (zamanında ‘Frenklere özenti’ olarak küçümsense de) tarihî…
Amerika’da Bazı Köleler Neyi Unutmamaya Çalıştı? / Yeni Dünya’nın Eski Müslümanları / Ahirzaman İmparatorluğu’ndan Notlar
Guantanamo Amerika’nın Neresinde? / Ahirzaman İmparatorluğu’ndan Notlar
Yeni Dünya’nın Eski Müslümanları / Ahirzaman İmparatorluğu’ndan Notlar
Louisiana Purchase - Bir Ülke Nasıl Satın Alındı? / Ahirzaman İmparatorluğu’ndan Notlar
Michael Moore’un intikamı: Fahrenheit 9/11 / Ahirzaman İmparatorluğu’ndan Notlar
Amerikan Toplumu ve Araba / Ahirzaman İmparatorluğu’ndan Notlar