TR EN

Dil Seçin

Ara

Yediveren

Yediveren

Çocukluğumda günlerimiz evden çok bahçede geçerdi. Mevsimleri neredeyse gün gün yaşadığımız için olacak ki, çabucak geçmezdi. Baharı aylarca beklerdim. Kendimce köşe taşları koymuştum: şiddetli soğukların bitmesi, Güneş’e çıkınca içimi ısıtmaya başlaması ve saatlerin ‘yaz saati’ uygulamasına başlaması. Yaz saati başladı mı, yaz gelmiş gibi sevinçle dolardı içim…

Bahçemizde meyve ağaçları vardı. Özellikle dut ağacı ikinci evim gibiydi… Üstünden dut mevsimi boyunca inmezdim neredeyse…

Dutların olgunlaşmasını gün gün, hatta sabahtan akşama heyecanla takip eder, beklerdim. Şimdi düşünüyorum da; çocukluğumda basit de olsa iman nazarıyla bakamamışım o dutlara…

Bu yaz başında o eski günler hatırıma geldi. Dut ağacını hayal ettim… Çocukken dalından yediğim dutlardan canım çekti, bir hasretçik koptu içimden… Ve Rabbimiz ‘yeni’ dut mevsimini getirince dalından dut yemeye sıkı bir niyet ettim…

Günler bulutların geçmesi gibi akıp giderken benim niyetim dipdiri duruyordu… Ancak bir şeyi hesaba katmamıştım: rüzgârın bulutları sürüklediği gibi beni alıp götüren işler güçler vs… O koşturmacalar içinde, bugün, olmadı yarın derken, bir de baktım ki dut mevsimi geçmiş!..

Evet bahçedeki ağaçların elleri bomboş karşımda duruyordu...

O an aynı depremde hissettiğim gibi bir acizlik kaplayıverdi ruhumu.

Evet kâinatın çarkları dönüyor, mevsimler geçiyordu… ‘Gözümüzü kapamakla’ günler ve mevsimler durmuyordu. Benim çok önemli işlerim, çok kuvvetli niyetlerim hiçbir şeyi durdurmuyor, değiştirmiyordu. Kâinat beni dinlemiyordu…

Ve içimi bu defa da büyük bir korku kapladı…

Ömrüm varsa, Rabbim seneye de dut mevsimini gösterir, o tatlı hediyelerini tekrar ikram ederdi… Ama ya ahiretimle ilgili işlerim, niyetlerim… Bugün olmadı, yarın yapacağım diye ertelediğim şeyler… Korktuğum asıl şey işte buydu şimdi: Allah’a adam gibi kul olmanın mevsimini kaçırmak korkusu kapladı beni…

Kendime gelip başımı kaldırdığımda, hayat mevsiminin geçip gittiğini görürsem hâlim nice olur!..

Evet gözümüzü gerçeklere kapamakla bizi burada durdurmazlar, sevkiyat var… Henüz mevsimi geçmeden; şimdi şu hayat ağacının üstündeyken, onun en nadide yemişi olan kulluk meyvelerini bol bol toplayalım ki, ahiret soframızda doyasıya tadalım…

Aman dikkat... Mevsimi geçirmeden…