TR EN

Dil Seçin

Ara

Yediveren

Yediveren

KONFORLU BİR HAYAT

İnsan konfor ister, rahatı sever. İyi bir gelir, güzel bir ev, lüks bir otomobil, tatiller, geziler, yemeler, içmeler…

Herkesin istediği böyle bir hayat.

Birisinden duymuştum. Zengin birisi idi. Herkesin imrendiği, öyle olmayı hayal ettiği bir insandı. Zenginliğine, yaşamına özenilen bu insan şöyle demişti: “Herkes benim gibi olmak istiyordur, imreniyordur hayatıma ama, başımı yastığa bir gece bile huzur içinde koyamadığımı bilmiyorlar…”

Bu konfor bakana güzel; tadana yakıcı… Hiçbir şey olmasa bitici… Yani dünyanın konforu da dünya gibi…

Ama çok şükür ki, dünyada bir çeşit konfor yok.

Mesela, Allah’a kul olarak yaşadığı için, her zarar ve fayda ihtimali olan şeylere kul köle olmaktan kurtulmanın kalbî konforu hiçbir şeyle değişilmez…

Helal ve kimsenin hakkını yemeden kazanmanın lezzetli konforu…

Dünyada çektiği her meşakkatin, ahirette rahat ve rahmet olarak ona verileceğini bilmenin müjdeli konforu…

Burada istediklerine ulaştıracak vasıtalardan yoksun olsa da, ebedî âlemde her istediğine ulaşacağı vaadinin huzurlu konforu…

Her korktuğundan koruyacak, her ümit ettiğine kavuşturacak bir Rabbini bilmenin, O’na iltica etmenin tarifsiz konforu…

Daha çoğaltabiliriz.

Görülüyor ki, hidayete ermiş bir Müslüman bitmez tükenmez bir konfora da kavuşuyor. Bedeni dünyadayken, ruhu ve kalbi cennet huzurunu yaşıyor…

 

***

 

GÖKYÜZÜMDEKİ YILDIZLAR

İnsanın hayatını dünyaya; insanın yaptığı iyi, güzel ve hayırlı işleri de gökteki yıldızlara benzetebiliriz…

Hayatında ne kadar iyilik ve hayır doluysa insanın, dünyasının seması da o kadar yıldızlarla dolu olur adeta… Hayırdan yoksun hayatlar ise, yıldızsız bir gökyüzü gibi karanlık ve boğucu olur…

Yapılan iyilikler yıldızlara benzediği gibi, kötü işlere de kara delikler diyebiliriz. Sürekli yutarlar; yıldızları bile söndürürler… Öyle ki, bazen bir kötü iş, insanın hayatını alt üst eder, hatta hayatına mal olur… Yani o kişinin kara delik gibi kötü bir işi, dönüp kendi dünyasını yutmuş olur…

 

***

 

“GÜLMESİ GARANTİLİ”

Kalpler neyle meşgul olursa ona benzermiş. Zamane insanı sırf maddeyi gördüğü ve ona çalıştığı için midir, duyguları sönüyor gibi… Hayatlar, yaşam; yaşamlar, yapay oldu. Haller ve hareketler de göstermelik, imaj…

Bir çocuk gibi gülebilenleri arıyor gözler; gülücükleri yüzünde değil içinde olan.

Geçenlerde bir yazı garibime gitti: “gülmesi garantili” diyordu video için… Yakında neşelendiren haplar da satılmaya başlar mı acaba?

Modern insanlar, hasta olduğunda ilaç, susadığında su içtiği gibi; gülmek için de “gülmesi garantili” videolar seyrediyor. Ne medeniyet ama!..