TR EN

Dil Seçin

Ara

Madam Roza Ve Madam Afro'nun Oruca Saygısı

Bir yaz günü, akşamüstü… Aylardan Ramazan, uzun bir oruç günü.

 

Bir yaz günü, akşamüstü…

Aylardan Ramazan, uzun bir oruç günü.

Sami işlerini bitirdi, saatine baktı. Yaklaşık iki saat vardı iftara. Biraz hava alayım dedi, yürüyüşe çıktı. Cihangir şenlenirdi ikindiden sonra yaz günleri. Çayını çöreğini alan bahçelerde buluşurdu. Ne de güzel sohbetler yapılırdı günbatımında dostlarla.

Sami evlerinin karşısındaki boğaza nazır çay bahçesine girerken Madam Roza’nın kendisine seslendiğini duydu. Karşı komşuları Madam Roza, kız kardeşi Madam Afro ile oturmuş çay içiyorlardı. Davetleri üzerine yanlarına oturdu. Biraz hoş beşden sonra Madam Afro, “Ne içersin?” diye sordu Sami’ye ve mis gibi kurabiyelerinden ikram etti.

Sami, “Ben almayım, teşekkür ederim” dedi.  Madam ısrarla bir şeyler ikram etmek isteyince, Sami, “Ben oruçluyum Madam, çok teşekkür ederim siz buyurun lütfen” dedi. Bunu duyan Madam Afro “Ayyyy…” dedi, üzüldü ve bir anda yok oldu masadaki çaylar, kurabiyeler.

Sami hem şaşırdı, hem üzüldü. “Siz devam edin lütfen, ben rahatsız olmam” dedi. “Yook olmaz!” dediler.

“Ama lütfen” dedi Sami, “Benim için sorun yok, ben zevkle ve severek oruç tutuyorum. Siz devam edin…”

Bu ısrarına da “Hayır, katiyen olmaz” cevabını aldı. Ne kadar ısrar etse de Madam Roza ve Madam Afro muhabbetlerine oruçlu gibi devam ettiler. Tek lokma dahi yemediler.

Sami biraz daha sohbet ettikten sonra, onlar çay keyfine devam etsin diye müsaade istedi. Gözleri dolu doluydu. Boğazı izlerken derin bir nefes aldı. Rum komşularının oruca saygısı ya da “oruçlu olan bir dostlarına gösterdiği saygı” onu hem duygulandırmış hem mutlu etmişti. Rabbine bugün de yaşattığı oruç zevki için şükürler etti.

İftar vaktine az kalmıştı. Şimdi dilinde dualar, “buyur ye” emrini bekliyordu…