TR EN

Dil Seçin

Ara

Bebekler İçin Bir Koruma Kalkanı: Anne Sütü

Bebek için anne sütü vazgeçilmez önemde besin ve sevgi kaynağıdır. Öyle mucizevî özellikleri vardır ki, anne sütü bebeğin ihtiyacına göre şekillenir. Prematüre (erken doğmuş) bebekler proteine daha çok ihtiyaç duyduğundan, böyle çocukların annelerinin sütü daha fazla besin değeri içerir. Üstelik en doğal, en saf ve istenilen ısıdadır. Ayrıca sadece bebeğe değil emziren anneye de sayısız faydalar sağlar. 

 

Anne sütünün her geçen gün yeni bir mucizesi daha keşfediliyor. Şimdilerde anne sütünün sabah ve akşam farklı etki yaptığı anlaşıldı.  Anne bedeninde gündüz üretilen sütün bileşiminin, gece üretilenden farklı olduğu görüldü. Natritional Neuroscience dergisindeki araştırmaya göre; gece sütünde uyumayı kolaylaştıran maddeler varken, gündüz sütünde ise uyarıcı maddeler mevcuttur.

Araştırmalar anne sütü ile beslenen çocukların, entelektüel yeterlik testlerini anne sütü verilmeyen çocuklardan daha iyi yaptıklarını gösteriyor. 

Anne sütünün büyük bir bölümünün bebekler tarafından sindirilmediği son araştırma bulgusu olarak ortaya çıktı. Bu da anne sütünün amacının bebeğin besin ihtiyacını gidermekten daha fazla bir hedefi olduğunu gösteriyor. Bu amaç ise bebeğin bağırsaklarındaki bakterilerin kompozisyonunu etkilemek.

California Üniversitesi’nden Bruce German, Carlito Lebrilla ve David Mills anne, çocuk ve bağırsak mikropları arasındaki üç yönlü ilişkiyi araştırıyor. Bu üç araştırmacı ve meslektaşları anne sütünün sindirilemeyen kısmıyla beslenen Bifidobacterium longum adlı bir bakterinin bir alt türünü buldu. 

German, “Anne sütünün büyük bir kısmını bebeğin sindiremediğini fark edince çok şaşırdık. Anne sütünün bebek dışında başka organizmaları da beslemesi ve bu organizmaların da bebeği koruması çok akıllıca bir taktik. Anneler bebekleri koruması için bir başka canlıyı besliyor” diyor.

Tahminlere göre bebekler bifido bakterisinin bu özel türünü annelerinden alıyor. Ancak ilginç bir şekilde bu bakteri yetişkinlerde henüz bulunamadı. Anne sütünün sindirilemeyen bölümleri sütü oluşturan laktozun oluşturduğu kompleks şeker moleküllerinden meydana geliyor. Bu kompleks şeker molekülleri, laktoz molekülünün üstüne zincirleme bir şekilde başka şeker parçalarının eklenmesinden oluşuyor. 

Araştırmacıların 3 Ağustos’ta Proceedings of the National Academy of Sciences’da çıkan makalelerinde belirttikleri gibi, insan genomunda bu karmaşık şekerleri sindirmek için gerekli genler yok ancak bu genler bifido alt türünde var. Uzun süre, anne sütünün yüzde 21’ini oluşturan bu karmaşık şekerlerin biyolojik bir önemi olmadığı düşünülmüştü. Bifido alt türü; beslenmenin dışında, bebeğin bağırsaklarına saldırabilecek zararlı bakterilere karşı koruma görevi görüyor. 

Kompleks şekerler insan hücrelerinin zarlarında bulunan şekere çok benziyor. Annenin vücudunda üretilen kompleks şekerler diğer şekerleri oluşturan enzimlerin tıpa tıp aynısı. Zehirli bakteriler ve virüsler zardaki şekerlere yapışarak hücrelere zarar veriyor. Ancak bebeğin bağırsaklarındaki anne sütünden gelen kompleks şekerlere yapıştıkları için bebeklere zarar veremiyorlar. 

Anne sütü, anne ve bebeği korumada çok önemli olduğu için Rabbimizin lütfettiği sonsuz şükre lâyık bir ürün. “Anne, sütü yapmak için kendinden harcıyor. Gerçek anlamda, sütü üretmek için kendi dokusunu eritiyor” diyor German ve ekliyor “Bebek tehlikeli mikroplarla dolu bir dünyada gözlerini açıyor.  Bağışıklık sistemi henüz çok zayıf ve midesinde mikropların çoğunu yok eden mide asidi yok.” Böylece anne sütüne koruyucu özelliğin verilmiş olmasının önemi anlaşılıyor.

Kompleks şekerler belirgin bir şekilde bağırsak florasını etkiliyor. Fakat sezaryenle dünyaya gelen veya prematüre (erken doğan) bebekler bifido alt türüne hemen sahip olamıyor.

Sütün içindeki proteinler de özel bir role sahipler. Alpha-lactalbumin adlı protein bakteri, tümörlü ve virüslü hücrelere saldırıyor ve onlara kaybettikleri kendilerini yok etme özelliğini kazandırıyor. Bebeğin sütten kesilmesiyle toplanmaya başlayan protein, aynı zamanda memeye kendini toparlayıp normal duruma geçmesi için de bir sinyal oluşturuyor. 

Araştırmacılar artık anne sütündeki her maddenin bebek için özel olduğunu ve önemli bir rolü bulunduğunu düşünüyor. Mills, “Tüm bileşenler orada bir amaca hizmet etmek için bulunuyor. Biz de bunların hangi amaç için olduğunu bulmaya çalışıyoruz. Bu yüzden Allah aşkına bebeklerinizi emzirin” diyor. 

 

KAYNAKLAR

1- Nicholes Wade. The New York Times. 22.08.2010.

2- Cumhuriyet Bilim Teknik eki. 16.10.2009

3- BMJ Türkiye. Volume 11 Sayı 11/ Aralık 2006