TR EN

Dil Seçin

Ara

Kâinattan Haberler

HURMA’YI NASIL BİLİRSİNİZ?

Ramazan ayı boyunca iftar sofralarımızdan hiç eksik olmayan, Peygamber Efendimizin yenmesini özellikle tavsiye ettiği hurmanın çok zengin bir besin kaynağı olduğunu biliyoruz. Şimdi dilerseniz soframızdaki o leziz tatlının aynı zamanda nasıl mucizevi bir meyve olduğunu birlikte inceleyelim.

Günümüzde bilim adamları, yaptıkları araştırmalarla insanın sadece hurma ve suyla yıllarca yaşayabileceğini belirtiyorlar. Bu konuda tanınmış uzmanlardan biri olan V. H. W. Dowson, bir hurma ve bir bardak sütün bir insanın günlük besin ihtiyacını karşılamaya yeteceğini söylemekte. Çünkü hurma insan vücudunun sağlıklı ve zinde kalabilmesi için hayati önem taşıyan 10’dan fazla element içeriyor. Hurmanın besleyici oranının gücü ise, içerdiği uygun mineral dengesinden kaynaklanıyor.

Hurma içerik olarak çok çeşitli vitamin ve minerallere sahiptir. Lif, yağ ve proteinler açısından da çok zengindir. Hurmada sodyum, potasyum, kalsiyum, magnezyum, demir, kükürt, fosfor ve klor bulunmaktadır. Ayrıca A vitamini, betakaroten, Bl, B2, B3 ve B6 vitaminlerini de içerir.

Hurmada bulunan kalsiyum ve fosfat, iskelet oluşumu ve vücudun kemik yapısının dengelenmesi için çok önemli elementlerdir. Hurma, içerdiği bol fosfor ve kalsiyum ile kemik zayıflığına karşı bünyeyi korur ve bu tür hastalıkların azaltılmasına yardım eder. Hurmada bulunan betakarotenin ise, hücrelere saldıran molekülleri kontrol altına alarak, kanseri önleyici özelliği vardır.

İçerdiği B1 vitamini ile sinir sisteminin sağlıklı olmasını kolaylaştırır. Vücuttaki karbonhidratların enerjiye çevrilmesine, protein ve yağların vücudun diğer ihtiyaçları için kullanılmasına destek olurken, B2 vitaminiyle ise, vücudun enerji sağlaması ve hücrelerin yenilenmesi için protein, karbonhidrat ve yağların yakılmasına yardımcı olur. Ayrıca hurmada kan şekerini hızla yükselten glikoz değil, insan vücuduna bol miktarda hareket ve ısı enerjisi kazandıran, vücutta parçalanıp kullanılması kolay olan bir şeker türü yani fruktoz bulunmaktadır.

Bilim adamları hurmanın stres ve gerginliği giderici etkisine de dikkat çekmektedirler. Berkeley Üniversitesi uzmanlarının yaptığı araştırmalar, sinirleri güçlendiren B6 vitamininin ve kasların çalışmasında önemli rol oynayan magnezyum mineralinin hurmada yüksek miktarda bulunduğunu ortaya koymuştur. Hurma ayrıca içerdiği magnezyum ile, böbrekler için de son derece önemlidir. Bir insan günde 2-3 tane hurma yiyerek vücudunun magnezyum ihtiyacını karşılayabilir.

 

***

 

PARMAK UCUNDAN KALP TESTİ

Mayo Clinic Tıp Merkezi’nde Amir Lerman yönetiminde yapılan bir çalışmada, parmak uçlarında yapılacak basit bir testle, kalbin sağlık durumunun ortaya çıkarılabileceği gözlendi.

Lerman’a göre ateroskleroz adlı kalp hastalığı, yalnızca kalpten çıkan ana atardamarları değil, neredeyse vücuttaki tüm damarları etkiliyor. Lerman ve ekibi, araştırmalarında parmak ucu testinin anormal sonuçlar verdiği kimselerin kalplerinde de sorun olacağını varsayarak hareket etmiş ve gerçekten dikkat çekici bir ilişkinin varlığını belirlemiş. Parmak ucu testinde, kan damarlarının içinde bulunan ve endotel denen bir hücre katmanı gözleniyor. Endotel, hücre çeperlerini zarardan koruduğu gibi, damarların genişleyip daralarak kan akışının ve tansiyonun düzenlenmesinde de rol oynuyor.

Parmak uçlarındaki damarlarda endotel katmanının görev yapıp yapmadığı bu basit testle belirleniyor. Endotelin görev yapamaması kan damarlarındaki işlev bozukluğunun ilk işareti olduğundan, araştırmalar bu testin ateroskleroz ve kalp hastalığı başlangıcı için bir erken uyarı mekanizması oluşturacağını söylüyorlar.

 

***

 

GRİ YELKOVAN KUŞU

Gri yelkovan kuşları (Puffinus griseus) genellikle yarım metre boyunda ve 400 ile 800 gr. ağırlığındadır. Kanat genişliği 1 m.’yi geçen bu kuş türünün popülasyonunun 20 milyon civarında olduğu tahmin ediliyor. Ancak, Gri yelkovan kuşları yine de soyu tükenen türler arasında.

Bilimadamları Yeni Zelanda’ya özgü kül rengi yelkovan kuşlarının, dünyanın en uzun mesafe kat eden hayvanları olduğunu kanıtladı. Yelkovan kuşlarına elektronik sinyal verici takan araştırmacılar, yiyecek peşinde Dünya’yı dolaşmalarını takip etti. Araştırmacılara göre, kuşlar çok farklı coğrafyaları ziyaret ettiği için yüksek çeşitlilikte bir beslenme rejimine sahip. Ancak küresel ısınma ve aşırı balıkçılık nedeniyle yiyeceği azalan bu kuş türünü de zor günler bekliyor.

Araştırmayı yapan Kaliforniya Üniversitesi uzmanlarından Scott Shaffer, yelkovan kuşlarını 65 bin km’lik yolculukları boyunca elektronik alıcılarla izledi. Shaffer, Ocak 2005’te iki ayrı kuş kolonisinden 33 kuşa 6 gram ağırlığında elektronik verici taktı. Shaffer, 2005 yılının sonbaharında kuşlar yolculuklarını bitirip Yeni Zelanda’ya döndüklerinde 20 kuşu vericiler yoluyla konumlandırmayı başardı ve 19’unun Dünya üzerinde aldıkları yolu belirledi. Gri yelkovan kuşları yolculuklarına Yeni Zelanda’dan başlıyor, Pasifik Okyanusu’nda Asya ile Amerika kıtalarını ayıran Bering Boğazı’nın kuzeyine kadar uçuyor. Buradan Antarktika’nın güneyine kadar geliyor. Sonra ise Japonya’nın batısına uçuyor ve nihayet 200 günün sonunda Yeni Zelanda’ya dönüyor. Bu yolculuk yaklaşık 65 bin kilometre sürüyor. Gri yelkovan kuşları bir günde yaklaşık olarak 910 km yol katediyorlar.

Shaffer, kuşların Pasifik Okyanusu’nda katettikleri rotanın 8 şeklini aldığını belirtiyor; “Kuşlar Alaska’dan sonra Japonya ve California’ya uğrayarak varsayılanın aksine dolambaçlı bir rota izliyor.” Shaffer kuşların bazı rüzgâr koridorlarını takip ettiğini ve oluşturdukları rotanın hava koşulları ve küresel rüzgâr rejimi ile açıklanabileceğini ifade ediyor.