TR EN

Dil Seçin

Ara

Kâinattan Haberler

BEYİNDEKİ ADALET ODASI

Araştırmacılar, ultimatom oyunuadı verilen bir teknikle, beyinde adalet ve ceza dürtülerinin tetiklenmesiyle görevli olabileceği varsayılan bir oda keşfetti. Oyunda denekler rastgele çiftlere ayrıştırılıyor, her çiftten bir kişiye 20 dolar veriliyor ve eşi ile paylaşması telkin ediliyor. Oyun kuralına göre, parayı alan kişi, eşine istediği miktarı verebiliyor.

Ekonomik çıkar bağlamında, ikinci kişinin, paranın sahibinden gelecek her miktarı kabul etmesi gerektiği varsayılıyor. Çünkü, aksi halde hiç parası olmayacağı için ikinci kişi, birinci kişiden 1 dolar dahi alsa, hiç yoktan iyidirmantığıyla kazanç kabul ediliyor. Deneyde, para sahibi deneklerin çoğunluğu eşlerine paranın yarısını veriyor.

Birçok beyin taramasında kişi adaletsiz bir davranışla karşı karşıya kaldığında beynin ön loblarının (dorsolateral ön korteks/DLPFC) aktif hale geldiği belirlenmişti. Bu nedenle dorsolateral ön korteksin adalet duygusuyla ilişkili olduğu varsayılmıştı.

Zürich Üniversitesinden Ernst Fehr, bu bölgenin kişinin doğal çıkar dürtüsünü bastırdığı sonucuna vardı. Fehr, transcranial magnetic stimulation adı verilen manyetik titreşimlerle kafatasına baskı oluşturarak DLPFC odasının işleyişini durdurdu. Bu odası devre dışı kalan denekler, deneyde kendilerine verilen para miktarı ‘adaletsizolsa da, parayı ‘hiç yoktan iyidirmantığıyla kabul etti. Diğer bir deyişle, adalet insanı yerine ekonomik insan geçti.

Fehr, DLPFC odasının devre dışı kaldığı hallerde kişinin kendisine yapılan hareketin adaletsiz olduğunu anlayacağını, ancak karşı gelmeyeceğini belirtiyor. Kişisel çıkarın her zaman için değişmez bir dürtü olduğunu vurgulayan Fehr, adalet ve hakkaniyetin çıkar dürtüsüyle sürekli çatıştığının da altını çiziyor. Fehr, adalet dürtüsünü yöneten korteksin en erken 20-22 yaşlarında olgunlaştığını da ortaya koyuyor.

University of Massachusetts-Amherst ekonomisti Herb Gintise göre, dorsolateral ön korteks insanda bir anlamda ahlâkî merkez: Beynin bu odası maliyet ve kazanç arasında kıyaslamayı ‘hakkaniyet’ çerçevesinde yapıyor ve kişisel çıkar dürtüsünü bastırıyor.”

 

***

 

YENİ ‘SICAKJÜPİTERLER

Güneş Sistemi dışında gezegen arayan SuperWasp projesi ilk meyvelerini verdi. Astronomlar, Andromeda ve Delphinus galaksilerinde iki gezegen keşfetti.

Andromeda ve Delphinus galaksilerinde keşfedilen gezegenlere Wasp-1b ve Wasp-2b adı verildi. Wasp-lb, Dünyadan 1.000 ışık yılı, Wasp-2b ise 500 ışık yılı uzaklıkta bulunuyor. Astronomlar Güneş Sistemi dışındaki dev gezegenlere, aşırı sıcak gaz kütleleri oldukları için Sıcak Jüpiterbenzetmesi yapıyor.

Wasp-lb ve Wasp-2b, orijinal Jüpiterden farklı olarak kendi yıldızlarına daha yakın duruyorlar. Jüpiter, Güneş’ten 700 milyon km uzaklıkta bulunurken, söz konusu yeni gezegenler kendi yıldızlarına sadece birkaç milyon km uzaklıktalar. Jüpiterin 1 yılı 12 Dünya yılı iken, Wasp-lb ve Wasp-2b yıldız etraflarında dönüşlerini yaklaşık 2,5 Dünya gününde tamamlıyor.

Kendi yıldızlarına çok yakın olmaları nedeniyle Sıcak Jüpiterdenen gezegenler şimdiye dek bilinen 200 Sıcak Jüpitere kıyasla, en sıcak olanları. Wasp-lb’nin sıcaklığının 1.800 santigrat olduğu ölçüldü. Avrupa kökenli bir bilim projesi olan SuperWasp (Wide Angle Search for Planets - Gezegen Arayışında Geniş Açı) Kanarya adalarında bulunan La Parma gözlemevi ile Güney Afrikadaki Sutherland Gözlemevinden oluşuyor. Bu iki gözlemevinde kurulu teleskop robotlar geceleri gökyüzünü tarayarak binlerce yıldızı gözlemliyor ve ışık yansımalarındaki oynamalardan bilinmeyen gezegenleri tespit etmeyi hedefliyor. Bilim insanları, keşfi yapılan gezegenleri bulmak için 1.1 milyon adet yıldızı taradı.

 

***

 

BÖCEKLERDE SPREY SİSTEMİ

Günümüzdeki ekonomik ve teknik gelişmişliğe rağmen toplum hayatındaki bir çok problemin çözümü güncelliğini korumaktadır. Bu güncel problemlerden biri de kronikleşen kapkaççılık problemidir. İnsanoğlu kapkaççılıkla baş edebilmek için polisiye tedbirlerin yanı sıra kişisel tedbirlere de başvurmaktadır. Bu tedbirlerden biri de çeşitli spreylerin kullanılmasıdır. Günümüzde bu iş için çeşitli nitelik ve özellikte spreylerin üretilmesi için tesisler kurulmuştur. Spreylerin daha kolay kullanımı için de kullanma kılavuzları hazırlanmıştır. Spreylerin pahalı olmaları, taşınma zorlukları ve en önemlisi kullanım zorlukları, ayrıca spreylerin kapkaççılar tarafından da kullanılabilme ihtimali bu konudaki dezavantajlardır. İnsanoğlu bu problemleri çözmek için 21. asrın ilim ve tekniğini kullanarak böyle sistemler geliştirirken, kınkanatlılar familyasından bombacı kınkanatlılar” bu sprey sistemini binlerce yıldan beri akılları, ilimleri ve teknikleri olmadıkları halde başarıyla kullanmaktadırlar.

Şöyle ki; bombacı kınkanatlıların karınlarının ucunda iki tane kesecik mevcuttur. Bu keseciklerin her biri iki bölmeden oluşur. İç bölmede hidrokinon ve hidrojen peroksit çözeltisi, dış bölmede ise bir enzim karışımı mevcuttur (enzimler bir kimyasal reaksiyonu binlerce defa hızlandıran ve protein yapısında olan kimyasal moleküllerdir). Bu böcekler düşmanları tarafından tehdit edildiklerinde iç kesecikten dış keseciğe doğru bir miktar sıvı çıkar. Çıkan bu sıvı karışımı (hidrokinon ve hidrojen peroksit) dış bölmedeki enzimler vasıtasıyla kinon, su ve büyük miktarda ısı oluşturur.

Oluşan tepkime ekzotermik (dışarı ısı veren) olup, büyük bir ısı üretimine sebebiyet verir. Tepkimeden açığa çıkan ısı ortamda bulunan ve tepkimeden oluşan suyun tamamının 100 °Cde su buharı haline getirilmesi için gerekli olan ısıya tam denk gelmektedir. Kınkanatlı karnının ucunu döndürerek şüphelendiği yaratığa doğru 100 °Cdeki bu buharı ince sis halinde püskürterek düşmanlarını kaçırtır. Sıcaklık etkisine ilaveten kinon maddesinin diğer haşerelere karşı kaçırıcı etkisi de vardır. Bir bombacı kınkanatlı duyulabilir şiddette peş peşe 20-30 kadar püskürtme yapabilecek kapasitede kimyasal madde taşıyabilmektedir.

Şüphesiz bu böcekler hayatlarının hiçbir döneminde kimya eğitimi almamışlardır. İçlerindeki herhangi birinin bir şekilde bunları öğrenip sonraki nesillere bırakmış olmalarının imkânsızlığı da ortada. Dolayısıyla bu olay Kâinat Sahibinin, kâinat kitabından bize sunduğu tefekkür tablolarından sadece biridir.

— Dr. M. Şerif Zekioğlu