TR EN

Dil Seçin

Ara

İLK MATBAA NE ZAMAN KURULDU?

Türkiye’de ilk basım, 1493 yılında İstanbulda, 1495 yılında da Selanikte bir basımevi açan Musevilerin, İbranice Tevrat, yorum, dilbilgisi, tarih türünde kitaplar basmalarıyla başladı.

Bunları İtalyada basım işlerini öğrenen Tokatlı Apkar adlı bir Ermeni asıllı Osmanlı vatandaşının kurduğu basımevi izledi. 1567de ilk kez bir Ermenice dilbilgisi kitabı yayımlandı.

1627de de, Nikodemos Metaksas adındaki bir din adamı, Londradan getirtip basımevi araç ve gereçleriyle Museviliği yeren küçük bir kitap çıkarttı.

 

***

 

HAYVAN HAKLARI VE BİR FETVA

18. yüzyıl Osmanlı’sında hayvan haklarına dair bir fetva:

Eğer bir kişi, atının nalının düştüğünü bildiği ve bunu yaptırmaya vakit ve fırsatı olduğu halde nazar-ı itibara almayarak, merhametsizce sert ve taşlık yollardan akşamlara kadar zavallı hayvanı sürerse, böyle merhametsiz bir hayvan sahibine nasıl bir ceza verilmelidir?”

El cevap:

Sopa atılmalıdır.”

 

***

 

“Tarih, tanzimattan başlayarak tepeden tırnağa değiştirilmelidir.

Tarih kitapları Haçlıların en büyük zaferidir.”

— Cemil Meriç

 

***

 

İLK KURUŞ NE ZAMAN KULLANILDI?

Türkiyede kuruşun ilk olarak kullanılmaya başlanması I. Beyazıt zamanına rastlar. I. Beyazıt, Eflak Prensine 1392 yılında verdiği berat”ta; prensin Osmanlı ülkesine her yıl 3.000 kızıl kuruş” vereceğini bildiriyordu.

Kuruşun değeri, ilk kez I. Selim devrinde belli oldu. Kuruş 40, bir başka kuruş da (yani esedi) 35 akçe yerine geçiyordu. Naima Tarihi, 1637 yılında her kuruşta 3 dirhem (bir dirhem 31 desigramdır) gümüş bulunduğunu belirtir. İlk basılan Osmanlı kuruşları mecidiye büyüklüğündeydi. Sonraları altmışlık (bir buçuk kuruş), ikilik (iki kuruş) ve yüzlük (iki buçuk kuruş) adlı değerleri ve büyüklüklerinde değişik kuruşlar basıldı.

 

***

 

“Geçmişine kurşun atanın, geleceğine gülle atarlar.”

— Bahtiyar Vahapzade

 

***

 

ÜSKÜDAR ADI NEREDEN GELİR?

Üsküdar’ın asıl adı “Eskidardır. Eskidar, denilmesine sebep de Battal Gazi’nin halife ordusu ile geldiği zaman çadır kurup bu semti mekân edinmesidir. Zamanla eski, üskü diye söylenir olmuştur. Dar; takısı ise yer, diyar, şehir bölge anlamında kullanılır.

 

***

 

İNGİLİZ OYUNU

Eski diplomatlarımızdan Nihat Dinç’in Hindistanda vazife yaptığı yıllarda, İngiliz Sefiri Bashellin ağzından kaçırdığı şu ifadeler, onların sömürgeci zihniyet yapılarının özeti gibidir:

Biz ilk imparatorluk batırmayı Hint topraklarında denedik, sonrada bu tecrübemizi Osmanlı İmparatorluğu üzerinde uyguladık.”

 

***

 

Anneciğim, ben iyiyim. Lütfen beni merak etme!”

— Mısırda bulunmuş bir Papirüs mektuptan. Yıl: M.Ö. 2000