Tanıştığımız iyi insanlar da rızkımızın bir parçasıdır der Nouman Ali Khan. Ve her rızık, tayin edilmiş bir zaman ve mekânla nasibine ulaşır. Çok kez aynı ortamda bulunmamıza rağmen tanışamadığımız sevgili Yolanda ile Türkiye’de bulunduğum süre içerisinde internet üzerinden tanışıp röportaj yapmak nasip oldu. Uzun mesafeden kurduğumuz bu irtibat ile çok samimi bir ihtida öyküsüne şahit oldum.
Sevgili Yolanda. Öncelikle bize biraz kendinden bahseder misin?
Adım Yolanda Melendez. Müslüman Amerikalı bir mühtediyim. Şu an Ohio’da yaşıyorum. Karayip denizinde ABD’ye bağlı küçük bir ada olan Porto Riko’da doğdum. Babam Amerikan ordusunun aktif bir üyesi olduğu için ben büyüme çağındayken Amerika’ya geldik. 1998 yılında ben lisedeyken babam emekli oldu. Bu süre zarfında ben de eşimle tanıştım ve evlendik. Eşim Mısırlı ve 22 yıldır evliyiz. Yaşları 7 ila 20 arasında değişen 5 çocuğumuz var.
Yolanda Melendez
İslamiyet’i ne zaman tanıdınız ve nasıl kabul ettiniz?
Hidayet yolculuğum eşimle tanıştıktan sonra başladı. Eşimle tanıştıktan bir süre sonra beni annesi ile tanıştırdı. Annesi beni çok samimi ve nazik karşıladı. Eşimin akrabaları beni Georgia, Savannah’taki Cihat Mescidi’ne götürdüler. Burası cemaatinin çoğunluğunu Afro-Amerikalıların oluşturduğu küçük bir mescitti. Buradaki bayanlar bana çok ilgi ve sevgi gösterdiler. İslam’ı daha derin anlamam hususunda rehberlik yaptılar. Bunun neticesinde, elhamdülillah, 19 Mayıs 2000 Cuma günü şehadet getirdim.
Bizlere İslamiyet’ten önceki yaşamınızdan bahseder misiniz?
Benim çocukluğum Katolik kiliselerinde geçmişti. Annem, kilisenin faaliyetlerine katılmamız konusuna çok özen gösteriyor ve kilisenin bir çok faaliyetine önderlik ediyordu. Hatta kilisenin gençlik gruplarında koro liderliği gibi sorumluluklar üstleniyordu. Bu nedenle ben de kilisede çok aktif ve yoğun zamanlar geçirdim. Şehadet ettiğim Cuma gününden beş gün önceki pazar günü bile kilisenin bir faaliyetinde bulunuyordum. Dinimi derin bir şekilde anlamıştım çünkü ailemin kilise ile bağı kuvvetliydi. Kilisenin sevgi ve dostluk bağlarına inanıyorlardı. Aslında İslam bendeki bu dinî anlayışı tamamladı. Bunu aslında biraz Peygamber Efendimizin (sav) Hatemü’l-Enbiya sıfatıyla kendisinden önceki Hristiyanlık ve sair dinleri tamamlamasına benzetiyorum. Ben de İslam’a girmek ile manevi gelişimimi mühürlemiş oldum.
Şehadet getirdikten sonra neler hissetiniz ve hayatınız nasıl değişti?
İslam’a girdikten sonra aslında Hıristiyan geçmişim ve dini bağlarımın beni İslam’a hazırladığını anladım. Geçmişimden dolayı İslam’a giriş sürecini, sanki doğal bir sürecin tamamlanması gibi hissettim. Geçmişim benim daha iyi bir Müslüman olmam konusunda bana çok yardımcı oldu. Şehadet getirdikten sonra kendimi dünyayı yeniden keşfetmeye çalışan bir çocuk gibi hissettim. Dinim hakkımda olabildiğince çok şeyi öğrenmeye çalıştım. Daha iyi bir Müslüman olmak adına, adım adım yapmam gerekenleri hayatıma geçirmeye gayret ettim. Bu aslında ihtida etmiş Müslümanlar arasında ortak bir durum. Eşim benim için müthiş bir bilgi kaynağıydı. Fakat din değiştirmenin zorluğunu anlamak bundan farklı bir şey. Yoğun depresyon ve üzüntü ile dolu bir dönem yaşadım. Yeni dinim ile barışmam ve bir Müslüman olarak sorumluluklarımı öğrenmem yıllar sürdü. Fakat, iyi bir Müslüman aile yetiştirmek konusunda çok kararlıydım. Evlendiğim zaman babamın bazı tavsiyeleri olmuştu. Bir evde aile reisinin aynı zamanda evin dini bir lideri olmasını ve bir kocanın iyi bir aile yetiştirebilmesi için tanrı ve onun dini ile iyi bir bağlantısının olması gerektiğini söyledi. Bir eş olarak da benim, kocamın tanrı ile kurduğu ilişkide çabalarını desteklememin çok önemli olduğundan bahsetti. Katolik inancındaki babamın bu tavsiyesi, daha iyi bir Müslüman olmak ve İslami bir yuva kurmak noktasında düşüncemin temelini oluşturdu. Bu süreç içerisinde yeni Müslüman olanların gruplarına katıldım ve eşimin ailesinden büyük bir destek aldım.
Yolanda Melendez Hanım ailesiyle birlikte Toledo Camii önünde
İslamiyet’te sizin en çok etkilendiğiniz konu ne oldu?
İslam düşüncesi benim için huzur vericiydi. Kuran, kutsal ve korunmuş bir kitap olduğu için inancımı muhkem bir hale getiriyordu. Kuran’daki birçok şeye önceki inancımdan aşinaydım. Mesela, Hz. Meryem (as) için sonsuz saygı ve sevgi duyulması gerektiği Hristiyanlık’ta önemliydi. Hz. Meryem’den Kuran’da, İncil’den daha fazla bahsedildiğini gördüm. Hatta Hz. Meryem Kuran’da ismi ile zikredilen tek kadındı. Âl-i İmran suresindeki 42. ayette ondan bahsedilen şu ifadeye hayran kalıyorum ve her defasında onun örneğinden çok etkileniyorum:
وَإِذْ قَالَتِ ٱلْمَلَـٰٓئِكَةُ يَـٰمَرْيَمُ إِنَّ ٱللَّهَ ٱصْطَفَىٰكِ وَطَهَّرَكِ وَٱصْطَفَىٰكِ عَلَىٰ نِسَآءِ ٱلْعَـٰلَمِينَ
“Melekler şöyle demişti: “Ey Meryem! Allah seni seçti, seni tertemiz kıldı ve seni bütün dünyadaki kadınlara üstün eyledi.”
Hz. Hatice’nin örnekliği de beni çok etkiliyor. Peygamberimiz (sav) ona çok yüksek bir saygı duyuyordu. Sahih-i Buharî’de geçen hadisi okuyunca eşimi sevmek ve ona destek olmak konusunda Hz. Hatice’yi örnek almam gerektiğini hissettim.
عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُ قَالَ أَتَى جِبْرِيلُ النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ هَذِهِ خَدِيجَةُ قَدْ أَتَتْ مَعَهَا إِنَاءٌ فِيهِ إِدَامٌ أَوْ طَعَامٌ أَوْ شَرَابٌ فَإِذَا هِيَ أَتَتْكَ فَاقْرَأْ عَلَيْهَا السَّلَامَ مِنْ رَبِّهَا وَمِنِّي وَبَشِّرْهَا بِبَيْتٍ فِي الْجَنَّةِ مِنْ قَصَبٍ لَا صَخَبَ فِيهِ وَلَا نَصَبَ
“Hatice yanına geldiği zaman, ona Rabbinden ve benden selâm söyle! Ona cennette inciden yapılmış bir saray verileceğini müjdele!”
Şehadetinden sonra İslam ülkelerine gittin mi? Gözlemlerini ve yorumlarını bizlerle paylaşabilir misin?
Ziyaret ettiğim tek Müslüman ülke Fas oldu. İlk gittiğimde bir kültür şoku yaşadım, çünkü daha önce hiç ABD dışına çıkmamıştım. Etrafımda bu kadar çok Müslüman görmek kalbimi genişletti. ABD’deki Müslümanlar, her zaman bir azınlık olmanın zorluğunu yaşamak zorundalar. Fakat Fas’ta bu ağırlığın üzerimden kalktığını hissettim. İnsanları, kültürü ve topraklarını çok sevdim. Sonraki ziyaretlerimizi Türkiye ve Mısır’a yapmak konusunda bir karar aldık. Özellikle Mısır’ı, eşimin memleketi olduğu için çok görmek istiyorum.
Hispanik olmam dolayısıyla, İspanya’nın Müslüman geçmişini hatırlamak bana bir nostalji hissi veriyor. Bu bağlılık nedeniyle İspanya’ya gitmeyi çok istiyorum. Belki benim atalarım da bir zamanlar Müslümandı, ve benim hidayetim de şöyle bir duamın neticesi olabilir:
.حَدَّثَنَا عَلِيُّ بْنُ مُحَمَّدٍ الطَّنَافِسِيُّ، حَدَّثَنَا وَكِيعٌ، حَدَّثَنَا عُبَادَةُ بْنُ مُسْلِمٍ، حَدَّثَنَا جُبَيْرُ بْنُ أَبِي سُلَيْمَانَ بْنِ جُبَيْرِ بْنِ مُطْعِمٍ، قَالَ سَمِعْتُ ابْنَ عُمَرَ، يَقُولُ لَمْ يَكُنْ رَسُولُ اللَّهِ ـ صلى الله عليه وسلم ـ يَدَعُ هَؤُلاَءِ الدَّعَوَاتِ حِينَ يُمْسِي وَحِينَ يُصْبِحُ “ اللَّهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ الْعَفْوَ وَالْعَافِيَةَ فِي الدُّنْيَا وَالآخِرَةِ اللَّهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ الْعَفْوَ وَالْعَافِيَةَ فِي دِينِي وَدُنْيَاىَ وَأَهْلِي وَمَالِي اللَّهُمَّ اسْتُرْ عَوْرَاتِي وَآمِنْ رَوْعَاتِي وَاحْفَظْنِي مِنْ بَيْنِ يَدَىَّ وَمِنْ خَلْفِي وَعَنْ يَمِينِي وَعَنْ شِمَالِي وَمِنْ فَوْقِي وَأَعُوذُ بِكَ أَنْ أُغْتَالَ مِنْ تَحْتِي ” . قَالَ وَكِيعٌ يَعْنِي الْخَسْفَ .
“İbn Ömer’den (radıyallahu anhuma) merfû olarak rivayet edildiğine göre şöyle dedi: Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) sabah akşam şu duaları bırakmazdı: «Allah’ım! Dinim, dünyam, ehlim ve malım hakkında senden af ve afiyet isterim. Allah’ım! Ayıplarımı ört. Korktuğum şeylerden beni emin kıl. Allah’ım! Önümden, arkamdan, sağımdan, solumdan ve üstümden (gelecek belalardan) beni koru. Altımdan gelecek ani afet ve beladan senin azametine sığınırım.»”
Yolanda hanım, annesi, babası ve diğer aile üyeleriyle
Şu anda neler yapıyorsun?
Müşteri ilişkileri alanında yarı zamanlı bir işte çalışıyorum. Fakat bunun yanında asıl sevdiğim işim kızım Noor Alexandria Abukaram’ın başlattığı #LetNoor Run hareketine destekte bulunmak. 2019 yılında kızım bir kros koşusu müsabakasında başörtülü olduğu için ayrımcılığa maruz kaldığında, bu olay ülke çapında ayrımcı politikalara karşı bir harekete neden olmuştu. Kızımın bu hikayesi TRT World kanalında da yayınlandı.(Linki altta) Adil olmayan politikaların ve bu politikaları belirleyenlerin ellerinde başka insanların hayatlarının bu sıkıntılara maruz kalmaması benim en önemli gayelerimden biri oldu. Bu tip politikalar sadece sporun ruhuna aykırı olmakla kalmıyor, aynı zamanda Müslüman kadınları durdurmak ve kontrol etmek gibi bir program da güdüyor. Çocuklarıma her zaman, İslam’ın ve tesettürün bizi engellemediğini, aksine bizi koruduğunu söylüyorum. Bizi engelleyen şeyler, tam aksine insanlar tarafından oluşturulan ayrımcı politikalar ve bu insanların kendi ajandaları. Bu konuları yerel ve ulusal bazda konuşmak üzere kızımla beraber New York’taki 2022 ESPWN Kadın Zirvesi’nde konuşmacı olarak onurlandırıldık. Bu olay ile ilgili ayrıca Youtube’daki 15 dakikalık belgeseli de izleyebilirsiniz. (Alttaki linkten ulaşabilirsiniz)
Yolanda Melendez Hanım, Fas ziyaretinden bir kare
Bu samimi sohbet için çok teşekkür ederim Yolanda. Son olarak neler söylemek istersin?
Röportaj serinize beni de dahil ettiğiniz için çok teşekkür ederim. Çok onur duydum ve gerçekten sorduğun sorular beni hala devam eden bu harika yolculuğum hakkında düşünmeye sevk etti. Tanıştığıma çok memnun oldum, yüz yüze de görüşmek temennisi ile hoşça kalın.
TRT World Linki:
(https://www.trtworld.com/video/digital-documentaries/muslim-cross-country-runner-disqualified-for-wearing-hijab/5db3f4dd6e2a1a00111d1a9e )
Youtube linki:
https://www.youtube.com/watch?v=6O8b94UdbhE
