İslâmiyet’i seçen ve İspanyolca konuşan İspanyalı ve Latin Amerikalı Müslümanlar, Batı’yı medenileştiren eski merkezlerden Endülüs’te geçtiğimiz Nisan ayında bir araya geldiler. “İspanyolca Konuşan Müslümanların Birinci Dünya Konferansı” adı verilen ve bir çok ilmî bildirinin sunulduğu toplantıya hem İspanya’dan, hem de Meksika ve Brezilya gibi Latin Amerika ülkelerinden pek çok mühtedi katıldı.
Katılımcılar arasında bulunan Meksika’nın Meksiko şehri Celveti - Cerrahi Tarikatı sorumlusu Amine Teslime ve Brezilyalı psikolog İbrahim Yahya ile oumma.com’un muhabiri Yusuf Fernandez konuştu. Bu güzel mülâkatı, İslâmiyet konusunda dünyada ne gibi yeni gelişmeler olduğunu merak eden okurlarımıza takdim ediyoruz.
İspanyolca Konuşan Müslümanların Birinci Dünya Konferansı’nı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Amine Teslime: Daha önce benzeri bir konferans yapılmadığı için ben bunun tarihî bir hadise olduğunu düşünüyorum. Aynca bu konferansı İspanyolca konuşulan Amerikan ülkelerinde Müslümanların sayısının devamlı artış gösterdiğinin de delili olarak görüyorum.
İbrahim Yahya: Bu Konferans, farklı farklı görüş ve kanaatte olan katılımcıları bir araya getirdi. Bu da bana Brezilya toplumunun çoğulculuğunu hatırlattı. Sevilla’daki (Müslüman dönemindeki adıyla İşbiliye’deki) Cartuja Sarayı’nın ihtişamlı havası içinde cereyan etti. Benim özellikle takdir ettiğim oldukça sade anlar da oldu. Gelecek toplantılarda ibadet ve dualara daha fazla zaman ayrılacağı temennisindeyim. Böyle bir düzenleme, her gün akıp giden zamanı bizlerin daha iyi kullanmamıza yardımcı olur. Ben iki sene önce kelime-i şehadeti getirdim. Bu zaman zarfında Atlas Okyanusu’nun hem o hem de bu yakasındaki İslâm’ı tanıma fırsatı buldum.
Bu konferansın Avrupa Müslümanları ile Latin Amerika Müslümanları arasındaki bağları kuvvetlendirebileceğini zannediyor musunuz?
Amine Teslime: Şüphesiz. İnsanların burada sadece buluşmalarının bile oldukça müspet bir şey olduğu kanaatindeyim. Bu buluşmalar daima karşılıklı fikrî zenginleşmeleri sağlıyor. İşbirliği ilişkilerimizin hem Latin Amerika’da, hem de Avrupa’da yapacağımız İslâmî faaliyetler için faydalı olacağını zannediyorum.
İbrahim Yahya: Elbette. Ümid ederim ki bu karşılaşma gelecekte hepimizin arasında daha büyük bir işbirliğine imkân verecektir.
Bize kendi ülkelerinizdeki İslâm’dan ve oradaki faaliyetlerinizden kısaca bahsedebilir misiniz?
Amine Teslime: Biz camimizi 1987’de açtık. Tasavvufun pek çok kişinin ilgisini çektiğini müşahade ettik. Yıllarca önce başlattığımız faaliyet böylece başarıyla sonuçlandı. “Nur üstüne Nur / Lumière sur Lumière” adlı enstitümüzü kurduk. İspanyolca üç kitap neşrettik. Bir de internet sitemiz var (www.sufmexico.org). Halihazırda Meksika’da dört bin dinî dernek bulunuyor.
İbrahim Yahya: Brezilya’da tahminen bir buçuk milyon Müslüman yaşıyor. Bunların çoğunluğunu Filistinli ve Lübnanlı Müslümanların torunları meydana getiriyor. Ülkemizde 50 civarında cami ve 80 ile 90 arasında da mescid var. En büyük cami 1922 yılında Filistinli muhacirlerin zürriyetinden gelen bir kısım insanlar tarafından inşa edildi.
Dergilere gelince, Al Urubat adında bir dergimiz var. Bu dergi Brezilya İslâmî Hayır Cemiyeti tarafından bastırılıyor.
Mamafih çok önemli bir müşkülle karşı karşıyayız. Brezilya’da Portekizce’yi pek iyi bilmeyen hocalar var. O yüzden yerli halkla iletişim hayli zor oluyor.
Her şeye rağmen Brezilya’da, bilhassa 11 Eylül hadiselerinden bu yana, İslâm’a çok büyük alâka var. Birçok üniversite İslâm hakkında konferanslar düzenliyor.