TR EN

Dil Seçin

Ara

DUCASS’IN FETİH NOTLARI

Tarihçi Ducass, fetih arifesindeki Sultan II. Mehmet’i şu sözlerle anlatır:

“Padişahın gece ve gündüz huzuru kaçmıştı. Yatağına girer ve kalkarken, sarayında ve dışarıda gezinirken hep İstanbul fethi ile meşguldü. Yalnız veya arkadaşlarıyla gezintiye çıkar, sade onu düşünür, istirahat ve uyku bilmezdi. Elinde kalem ve kağıt daima İstanbul haritasıyla uğraşırdı.

Fatih’i şahsen tanıyan ve ünlü bir tarihçi olan Bizans İmparatorluk Prensi Ducass, gemilerin karadan yürütülerek Haliç’e indirilmesi konusunda da şu heyecanlı satırları yazar:

“Böyle bir harikayı kim gördü ve kim işitti? Deniz üzerinde köprü inşa ederek, onun üstünden karada yürür gibi asker geçirdi. Bu yeni Makedonyalı İskender ve bana kalırsa neslinin en büyük padişahı olan II. Mehmet, karayı denize dönüştürdü ve gemileri dalgalar yerine dağların tepelerinden geçirdi. Dolayısıyla bu kişi, Keyahsar’ı da geçti. Çünkü Keyahsar, Çanakkale Boğazı’nı geçti ve Atinalılara mağlup olarak perişan bir halde geri döndü. II. Mehmet ise, karayı denizde olduğu gibi geçti ve Bizans’ı mahvederek hakiki altın gibi parıldayan İstanbul’u, yani dünyayı süsleyen şehirlerin kraliçesini fetheyledi.

 

***

 

MİMAR NECCAR

Fatih Sultan Mehmet, Edirne’de tahta çıktığı sıralarda, Bizans İmparatoru Konstantin onunla dostluk tesis etmek için fırsat arıyordu. O zamanlar Ayasofya’nın kubbesi çatlamış ve yıkılma tehlikesi baş göstermişti. İmparator, Fatih’ten usta bir mimar istedi. O da mimar Neccar’ı İstanbul’a gönderdi. Türk mimarı kubbeyi maharetle tamir ettikten sonra, onun Marmara’ya bakan tarafındaki bir köşesine de sağlam bir merdiven yaptı. İmparator bunu görünce sordu:

“Bu merdiveni neden yaptın?”

Mimar cevap verdi:

“ Kubbeye çıkılması için.”

İmparator bir şey demedi. Mimar da Edirne’ye döndü. Fatih, Mimar Neccar’ı huzuruna çağırttı ve ona tamiratın nasıl olduğunu sordu. Mimar:

“Kubbe çok sağlam oldu padişahım” dedi. “Ayrıca bu muazzam mabedin bir köşesine de merdiven yaptım.”

“Niçin?”

“Siz er geç İstanbul’u fethedeceksiniz. Şehre girer girmez de elbette bu kiliseyi camiye dönüştüreceksiniz. Ben yaptıracağınız minarenin temeliyle merdivenini şimdiden inşa ettim ve burada iki rekât namaz kılarak öyle ayrıldım.”

Bu sözden çok mütehassis olan Fatih, mimara ihsanlarda bulundu. İstanbul’u fethetmek azmi daha da kuvvetlenmişti.

 

***

 

BÂTIL İNANÇ

Fatih Sultan Mehmet İstanbul’u alıp da ilk girdiği gün Ayasofya’ya gelmek için hipodromdan (atmeydanı) zafer alayıyla geçerken, burmalı (sarılmış üç yılan başlı) bir sütun gördü. Bu sütunun, Bizans halkının her türlü hastalıklara karşı bizi korur diye inandıkları bir sütun olduğunu söylediler. Fatih Sultan Mehmet elinde tuttuğu gürzünü bu sütuna fırlattı ve hurafelere ne kadar uzak olduğunu gösterdi.