TR EN

Dil Seçin

Ara

SİLGİNİN TARİHİ

Güney Amerika’da yerli kabileler, oyun için ve tavuk tüyü gibi şeyleri vücutlarına tutturmak için bir madde kullanıyorlardı. Fransız kaşif ve bilim adamı Charles Marie de la Condamine, bu maddeyi silgi olarak kullanmayı düşündü ve 1736’da Avrupa’ya getirdi. Avrupalılar bir müddet bunu kullandı fakat bu silgi çabuk çürüyordu. 1839’da Charles Goodyear, kauçuğu işlemenin ve dayanıklı kılmanın yolunu buldu. Bugün kullandığımız silgiler ilk defa o zaman üretilmiş oldu.

 

***

 

KÂĞIT NASIL YAPILDI?

Aslında insanlar M.Ö. 3500 yıllarında bile üzerine yazı yazabilecek çeşitli şeyler kullanıyorlardı. Fakat kâğıdın bulunması insanlık tarihinde büyük gelişmelere zemin hazırlamıştır.

Ts’ai Lun günümüzden yaklaşık 2000 yıl önce Çin’de yaşayan meraklı bir memurdu ve M.S. 105 yılında bugünkü kullanılan hâli ile kâğıdı imal etti. Ts’ai Lun, dut ağacı kabuğu, kenevir ve kumaş paçavralarını suyla karıştırarak ezdi, lapa haline getirdi, presleyerek suyunu çıkardı ve bu ince tabakayı kuruması için güneşin altında ipe astı. Bu ince tabaka kuruduğunda eline aldığı şey ilk kâğıt tabakasıydı.

Kâğıdın icadı, sonraki devirlerde Çinlileri dünyanın en gelişmiş kültürlerinden birinin sahibi yaptı. Ancak, Orta Asya’ya 751, Bağdat’a ise 793 yılında ulaşan Ts’ai Lun’un kâğıt yapma metodu, Avrupa’ya 1000 yılda gelemedi. Avrupa’da ilk kâğıt ancak 1151 yılında İspanya’da yapılabildi. Özellikle matbaanın icadı ile birlikte kâğıda olan ihtiyaç gittikçe büyüdü. Yeterli hammadde bulmakta zorlanıldı. Ayrıca bu şekilde kâğıt imalatı çok zaman alıyordu ve bu meselenini bir çözüme ihtiyacı vardı.

Kesin tarihi bilinmiyor ama 18. yüzyılın başlarında Fransız bilimci Rene-Antonie Ferchault de Reaumur ormanda ağaçların arasında yürürken bir yaban arısı kovanı gördü. Yaban arıları o sırada evlerinde olmadığından durup kovanı incelemeye başladı. Birden kovanın kâğıttan yapılmış olduğunu gördü. Peki, onlar paçavra kullanmadan kovanı nasıl yapıyorlardı? Sadece paçavra değil, kimyasallar, ateş ve karıştırma tanklarını da kullanmıyorlardı. Arılar insanların bilmediği neyi biliyorlardı? Kısa bir gözlem sonucunda gördü ki, yaban arıları ince dalları veya çürümüş kütükleri kemirir gibi ağızlarına alıyorlar, burada mide sıvıları ve salyaları ile karıştırıyorlar ve kovanlarını yapmada kullanıyorlardı. Daha sonra Reaumur, arıların sindirim sistemini de inceleyerek buluşunu 1719 yılında Fransız Kraliyet Akademisi’ne sundu.

İlk kâğıt makinesi ise 1798 yılında yapıldı. Ancak bu, geniş bir kayışın dönerek fıçıdaki lapayı aldığı ve ince kâğıt haline getirdiği, her dönüşte tek bir kâğıt yapabilen basit bir makine idi. Silindirli makine çok geçmeden 1809 yılında John Dickinson tarafından icat edildi. Günümüzde kâğıt üretimi yüksek teknoloji ile ve tam otomatik olarak yapılabilmektedir ama işlemin aslı esas olarak değişmemiştir. Kâğıtların kalite farkını, kullanılan lifin türü, lapanın hazırlanışı, içine katılan malzemeler, kimyasal veya mekanik metotlar belirler. Her ne kadar liflerin elde edilmesinde ağaçlar ana kaynak ise de kâğıtların yapılmasında günümüzde sentetik lifler de kullanılmaktadır.

 

***

 

GENÇ MİMAR

Kanuni Sultan Süleyman ve ordumuz Macaristan seferine çıkmıştı. Fakat ordudaki mimarların yaptığı köprülerin yıkılması üzerine Prut nehrinden karşı kıyıya geçilemiyordu. Mimarlar başka bir köprü yapmak için seferber oldularsa da altından kalkamadılar. Bu olaydan sonra ortaya çıkarak, 13 günde büyük ve yüksek bir köprüyü nehir üzerine kuran Mimar Sinan, Kanuni’nin dikkatini çekti ve sonraki başarıları nedeniyle hızla mimarbaşlığa yükseldi.