TR EN

Dil Seçin

Ara

MEVLİD

Dinî edebiyatımızda, Peygamber Efendimizin, doğumunu ve hayatını anlatmak için yazılan manzum eserlere ‘Mevlid’ denilir. Mevlid denilince akla ilk gelen ve en meşhur olan, Süleyman Çelebi’nin 1409 yılında güzel ve duru Türkçe’siyle yazdığı, ‘Vesiletü’n-Necat’ isimli şiiridir.

Peygamber Efendimizin doğum gününün kutlanması, Fatımilerle başlamıştır. Anadolu’da bu güzel âdetin, III. Murad devrinde, Süleyman Çelebi’nin eseriyle başladığı kabul edilir. Kandil günlerinde, bayramlarda, dinî etkinliklerde, Mevlid okunması zamanla terk edilmez bir âdet haline gelmiştir.

Hâlen, 20-26 Nisan tarihlerini “Kutlu Doğum Haftası” olarak çeşitli etkinliklerle kutluyoruz.

 

***

 

YAZI-TURA

Bir zamanlar yazı tura atmak, gayet ciddi bir iş olarak yapılırmış. Romalılar, alış veriş, evlilik de dahil Julius Caesar’ın yokluğunda karar almak zorunda kaldıklarında, hemen para atıp bakarlarmış; yazı mı geldi, tura mı geldi?.. Eğer para atıldığında onun resmi yukarı gelmişse ne âlâ, Caesar’ın bu karara onay verdiğini kabul edip gönül rahatlığıyla o işi yaparlarmış.

 

***

 

BALAYI

Çok eskilerde, Kuzey Avrupa’da bir kız kaçırıldığında, şimdiki gibi, ailesinin bulamayacağı bir yere götürülürmüş. Kızın saklandığı yeri köyden ancak bir kişi bilirmiş. Bu kişi de ona, yemesi için yiyecek ve bal götürürmüş. Bu gizli yiyecek taşımalar da ortalık yatışana dek sürermiş. İşte o zamanlar, bu saklanma süresince geline bal taşındığı için, bu geçiş dönemine ‘bal ayı’ derlermiş.

 

***

 

VAN GÖLÜNDE İLK GEMİ

Van gölünde ilk gemi, 16. asırda yüzdü. Bu gemiyi, Yeniçeri ocağında dülgerlikteki ustalığıyla dikkat çeken bir sıra eri yapmıştı. İleriki zamanlarda, bu er maharetiyle daha da yükseldi ve Mimar Sinan oldu.

 

***

 

İLK TÜRBE

İstanbul’da ilk türbe, Fatih Sultan Mehmed tarafından, Ebu Eyyub el-Ensarî’nin (ra) kabri üzerine yaptırılmıştır.

 

***

 

1 NİSAN!

16. yüzyıl başlarında Fransa’da yılbaşı 25 Mart’ta kutlanırdı ve festival 1 Nisan’a kadar sürerdi. 1564’te Gregoryen takvimin kabul edilmesiyle, yılbaşı 1 Ocak’a alındı.

Ancak bu uygulamaya direnenler ve unutanlar da vardı. Bu durum, yeni karara uyanlara da eğlence fırsatı doğurdu. Ve, sahte davetiyeler, kartlar göndererek ve türlü şakalar yaparak, eski uygulamayı savunanlarla eğlendiler. Bu âdet, iki yüzyıl sonra İngiltere’ye geçti ve gittikçe yaygınlaştı.

 

***

 

GÖZCÜ

100 yıl savaşları sırasında, Fransızlar, 1889 yılında Dover Boğazını geçip, Winchelsea adlı bir İngiliz şehrini tahrip etmişlerdi. İstikbalde de bu gibi saldırılardan korunmak için Winchelsea yöneticileri, bir tepeden düşman gemilerini gözlemek maksadıyla bir sahil gözcüsü tayin ettiler.

İnanması zor ama, o zamandan bugüne kadar 200 sene geçtiği halde, Winchelsea şehrinde hâlâ bir sahil gözcüsü vardır. Sahil gözcüsünün resmî vazifesi de, “Fransız donanmasını gözetlemek”tir.