TR EN

Dil Seçin

Ara

KARADA YÜZEN GEMİLER

İstanbul’un fethinde büyük bir etkisi olan hadiselerden biri, Osmanlı donanmasının, Dolmabahçe’den yürütülüp Kasımpaşa’dan Haliç’e indirilmesidir. Bu olay, dünya savaş tarihinde bir ilk olarak yerini aldı.

Tursun Bey, bu eşsiz olayı Târîh-i Ebü’l Feth’te: “Fatih Sultan Mehmed emrettiler ki… İslâm gemileri yelken açıp, Kal’atü’l Galata’nın ensesinden götürüp limon denizine saldılar” diye ifade eder.

Aşıkpaşazâde Tarihi’nde ise şöyle yazar: “Galata üstünden 50-60 pare gemi karadan yelken açıp, adamlar çektirip, yürüyüp aşırıldı…”

 

***

 

BASTONUN DİNİ

Eskiden, hem aksesuar hem de ihtiyaç için, düz bir ağaçtan ibaret olan âsâ taşınırmış. Âsâ yerine ilk defa baston kullanan kişi ise, Sultan Abdülhamid devrinin seçkin ulemasından Kethüdazade Hoca Mehmed Arif Efendi imiş. O zamanlar baston için, “kâfir değneği” denildiğinden, Mehmed Arif Efendi’ye çevresinden tepkiler gelirmiş. O da bu tepkilere şakayla karışık cevap verir, “Ben onu Müslüman ettim.” dermiş.

 

***

 

VERSAY’IN ÇEŞMELERİ

Fransa kralı 14. Louis’in Versay sarayının bahçesinde tam 1400 çeşme ve şadırvan vardı. Fakat bunlar akmıyordu. Çünkü, bunlardan su akıtabilmek için, o zamanki bütün Paris’in su ihtiyacından fazla su gerekiyordu. Bundan dolayı, çözüm olarak, sadece kralın geçeceği güzergâhtaki çeşmelere su veriliyordu.

 

***

 

KALE DEVİREN PEHLİVAN

16. asırda Macaristan’da  kartal yuvasına benzeyen Filek Kalesi’ni, Demirbaş Hasan Pehlivan, kırk arkadaşıyla birlikte zaptetti. Bir gece kalenin bir mazgal deliğine uzun bir merdiven dayayan Hasan Pehlivan, önce bu deliği kapayan topu göğsünü dayayıp itti, daha sonra bütün gücüyle yaslanıp topu tamamen içeri attı ve mazgaldan kırk arkadaşıyla birlikte girip kaleyi aldı.

 

***

 

CELLATIN YERİ

Yatacak yeri yok denir ya, Osmanlı’da cellatlar öldükleri zaman, genel mezarlıklara gömülmezlermiş. Eyüp’te Gümüşsuyu’nun arkasında cellatlar için ayrılan özel mezarlığa gömülürler, bunlara mezar taşı bile yapılmazmış.

 

***

 

BİR KOVA SU

IV. Mehmed devrinde, Avusturya kuşatması sırasında gökten ateş yağıyorken, askerlere su satan birisi bağırıyordu: “Bir kova su beş akçeye, bir kova beş akçeye!..” Fakat o sırada, sucunun yakınına bir gülle düştü. Toz duman yükseldi; güllenin bir parçası sucunun kovasının birini götürüvermişti. Hiç istifini bozmayan kahraman sucu, ara vermeden bağırmaya devam etti: “Bir kova su on akçeye, bir kova su on akçeye!..”

 

***

 

GÖZLÜK

Osmanlı padişahları arasında bir tanesi hariç hiçbiri gözlük kullanmamıştır. Gözlük kullanan ilk ve tek padişah, Sultan Vahdettin’dir.