TR EN

Dil Seçin

Ara

Kâinattan Haberler

BECERİKLİ KARGALAR

Kargalar gürültücü ve bazen de rahatsız edicidir. Fakat McGill Üniversitesi profesörü Louis Lefebvre’nin araştırmaları ve ortaya çıkan sonuçlar bizi kargalara verilen zekâya hayran bırakacak derecede enteresan.

Japonya’da kargaların, kırmak istedikleri kabuklu yemişleri kırmızı ışıklarda duran araçların lastiklerinin altına yerleştirdikleri görüldü. İnsan dışındaki canlılar arasında alet kullanma alışkanlığı son derece az ve kargalar bu konuda en beceriklilerden biri gibi görünüyor. Örneğin yabanıl ortamlarda kurtçuk bulma amacıyla ağaç kütüklerini eşelerken ince dallar kullanıyorlar. Betty adı verilen bir kafes kargasının ise, dar bir tüpün içine konulan yiyeceğe ulaşabilmek için bir tel parçasını bükerek kanca haline getirdiği İngiliz araştırmacılar tarafından gözlemlendi.

Ayrıca ornitolog Kevin McGowan’ın yaptığı araştırmalar kargaların çok da duyarlı canlılar olduklarını ortaya koyuyor. 16 yıl boyunca New York’a yakın bir bölgedeki bir grup kargayı gözlemleyen Kevin McGowan, birkaç yıl önce bir virüs türünün kargaları kırıp geçirdiğinde, kargalarda, insanlarda görülen bazı davranış biçimlerini gözlemledi: Sağlıklı kargalar ölmekte olan eşlerinin başında bekledi ve dul kalan bir kuş, yavrularını alıp ana babasının yanına taşındı.

Galiba kargalara bundan sonra daha dikkatli olmamız gerekecek. Bir ıslık çaldığımızda ağızlarındaki beyaz peyniri düşürmelerini beklersek, sonsuza kadar beklememiz gerekebilir.

 

***

 

KOVANDAKİ DEMOKRASİ

Bal arıları yerleşmek üzere yeni bir kovan seçiminde kendi aralarında bir tür oylama yapıyor. Bal arılarının toplumsal işleyişlerini 10 yılı aşkın bir süredir inceleyen Cornell University profesörü Thomas Seeley, bal arıları arasındaki kararların çoğunluğun tercihine göre şekillendiğini vurguluyor. Seeley, bu süreci, “Kurumsal şirketlerin yönetim komitelerinde yapılanlardan çok daha karmaşık bir müzakere” sözleriyle tanımlıyor.

Seeley ve University of California-Riverside profesörü Kirk Visscher, 10 bin bal arısının kovan müzakerelerini videoya çekerek takip etti. Deney kovanının yakınına yeni ağaçlar koyan uzmanlar, bal arılarının yeni kovan araştırmalarını sağladı. Uzmanlar, bal arılarının mevcut kovanlarının kalabalıklaşması sonucunda yeni kovan aramak üzere motive olduğunu gözlemlediler.

Süreç söyle işliyor: Kraliçe arı, kovandan birkaç yüz arıyı yeni bir yer bakmaları üzere görevlendiriyor. Keşif arıları, taramalarını yaptıktan sonra kovana dönüşte özel bir dans yapıyorlar. Söz konusu dans sırasında kaşif arılar, ’8’ şeklinde yürürken karınlarını titretiyorlar. Bir anlamda bir sunum toplantısına benzetilen bu dansın uzunluğu, kovandaki arılar tarafından keşfi yapılan aday kovanın fiziksel özelliklerinin iyi olduğu şeklinde yorumlanıyor.

Kaşif bal arıları daha sonra, kovandaki arılara kendi buldukları aday kovanları beğendirmek ve özendirmek için kendi aralarında bir dans rekabetine tutuşuyor. Zaman içinde kovandaki izleyici bal arıları kendi aralarında, kaşif arıların danslarından yola çıkarak koalisyonlar oluşturmaya başlıyor.

Kovandaki dans demokrasisi en fazla 16 saat sürüyor ve kovanda en sonunda bir karara varılıyor. Sonuçta bal arıları, kaşif arıları takip ederek, aday kovana doğru uçuyor.

Uzmanları hayrette bırakan arıların bu tavrı, son derece demokratik görünüyor. Seeley, “Arıların kararı kavgadan ziyade, işbirliği ve karşılıklı tavizler sonucunda şekilleniyor” diyor. Araştırmayı yürüten uzmanlara göre, arıların kovan seçimi “herkese açık bir forum, hiyerarşi ve merkeziyetçiliğin olmadığı, serbest fikirlerin çarpıştığı bir müzakere ortamı”.

 

***

 

Bir atoma giremeyen “tesadüf” hayatımıza girebilir mi hiç?

— Suat Ünsal

 

***

 

SÜRME ÇEKMENİN FAYDALARI

Hz. Peygamber (sav) asırlar önce bizlere “Gözünüze sürme çekin.” diye tavsiyede bulunmuştu. Şimdi bilim adamları özellikle Mısır ve Hindistan’da 4 bin yıldan beri kadın erkek herkesin kullandığı sürmenin göz sağlığına olan etkilerini araştırıyorlar.

Bilim adamları, sürmenin, gözü güneşin zararlı ışınlarından koruduğunu, ayrıca, özellikle “İran sürmesi” olarak bilinen ve aktarlarda satılan toz sürmenin, göz kuruluğundan gözde bakteri üremesine, alerjik enfeksiyonlardan çapağa kadar birçok sorunu önlediğini kaydetti.

 

***

 

SAMANYOLU’NDA DNA BENZERİ NEBULA

Bilim adamları, Spitzer Uzay Teleskobu’nun yardımıyla, DNA’nın çifte sarmalı gibi bükülen bir nebula buldu.

İnsan ve kâinat arasındaki benzerlikler keşfedilmeye devam ediyor. Los Angeles’taki California Üniversitesi’nden Mark Morris, nebulaların şekilsiz, biçimsiz bir gaz ve toz yığını olduklarını hatırlatarak, “kozmik alanda, daha önce kimse böyle bir şey görmedi” dedi. Morris, nebulanın bu yapısına Samanyolu’nun merkezindeki bükük manyetik alanların yol açmış olabileceğini, bu manyetik alanların da dolaylı olarak galaktik merkezdeki kara deliğin oluşturduğu açıkla ortaya çıktığını söyledi. Keşfedilen bükük nebula, Samanyolu galaksisinin merkezinde bulunuyor ve yaklaşık 80 ışık yılı genişlikte. DNA benzeri nebula, karadeliğe 300 ışık yılı uzaklığı ile de 25 bin ışık yılı uzaklıktaki dünyaya göre çok daha yakın bulunuyor. Bir ışık yılı, ışığın bir yılda aldığı mesafe olan 10 trilyon kilometreye eşit.