“Çok Kötü Bir Bağımlılığa Tutuldum!”
Merhaba,
Sizinle çok önemli bir sorunumu paylaşmak istiyorum. Psikiyatriste gitmeye çekindiğim için sizden yardım istiyorum.
Ben üniversite öğrencisiyim. 21 yaşındayım. Çok şükür dinini bilen ve yaşamaya çalışan biriyim. Çevremdekilere de yardımcı olmaya çalışırım. Fakat bende son 5-6 aydır aşırı bir stres, depresyon ve dikkatsizlik gelişti. Kendimi çok kötü hissediyorum. Derslerime hiç çalışamıyorum. Notlarım giderek kötüleşiyor. Çok günah işliyorum ve bunun vicdani cezasını çekiyorum, işte bu, beni bitiriyor. Son zamanlarda çevreme karşı çok tuhaf davranmaya başladım. Saldırganlaştım diyebilirim. Çok çabuk sinirleniyorum. Öfkeleniyorum.
Oysa eskiden çok mutlu ve huzurluydum. Namazlarımı hiç aksatmaz, özenle kılar, çok zevk alırdım. Risalelere çok düşkündüm. Öyle ki, depresyona girenlere hiç anlam veremiyordum. Şimdi anlıyorum ki, imanım çok zayıflamış. Çok büyük sıkıntılar çekiyorum. Uykum da berbatlaştı. Geceleri sabah namazına kadar kalıyor, öğle ve ikindi vakitleri uyuyorum. Derslere gitmiyorum.
Çok kötü bir bağımlılığım oldu. Adeta nefsimin esiri oldum. Size çekinmeden söyleyeceğim. İnternette sürekli ahlakdışı videolar izlemekten kendimi alamıyorum. İzledikten sonra da çok büyük sıkıntı çekiyorum. Bu 3-4 gün sürüyor. Yani hiçbir şey yapamıyorum. Adeta içim mahvoluyor. Sonra tövbe ediyorum. “Bu son” diyorum. Allah’a söz veriyorum. Düzeliyorum. Sonra bir bakmışım tekrar aynı şeyi yapıyorum. Bu sefer, daha da kötü oluyorum. Sonra tekrar tövbe ediyorum. Geçenlerde “Ya Rabbi, eğer bir daha yaparsam canımı al” diye dua ettim. Ama her nasılsa kendimi yine bu ahlak dışı işin içinde buluyorum.
Hocam yıkıldım, eridim, bittim. Hayatım mahvolacak bu alışkanlık yüzünden. Düzelmem için ortam, arkadaş çevremden işe başlamalı, evden interneti kaldırmalıyım. Biliyorum bunları. Ama mutlaka bir ilaca da ihtiyacım var diye düşünüyorum. Çünkü “acaba hormonlarım dengesiz mi salgılanıyor?” diye düşünüyorum.
Gerçekten ruhsal bir çöküntü içindeyim. Dışarıya karşı pek belli etmiyorum, gülüyorum, şakalaşıyorum ama odamda yalnız kalınca yine aynı şeyler oluyor.
Bana yardım edin lütfen!
Cevap:
“İrade ilacına ihtiyacın var!”
Değerli genç arkadaşım,
Hani seni çevreleyen çember sürekli daralır ve sen umutsuzluk ve çaresizlik içinde boğulursun ya, ruhî halini ben biraz böyle okudum, içinden çıkmak istediğin bir durumdasın ama çıkamıyorsun. İraden buna yetmiyor. Yaptığın şey ise seni rahatlatmadığı gibi daha da batırıyor, dengeni alt üst ediyor.
Önce cinsellikle ilgili bazı bilgilere ihtiyacın var. Bak, eski hekimlerden Razi, ne diyor bu konuda:
“Cinsel ilişkinin (aktivitenin) fazlalığı, hazzın tercih edilmesidir ve bu haliyle anormal bir durumdur. Bu, görmeyi zayıflatır, bedeni güçsüzleştirir, halsizleştirir, ihtiyarlığı hızlandırır, beyne ve sinirlere zarar verir, güç ve kuvveti azaltır. Ayrıca, burada ifade edilemeyecek sayıda daha birçok hastalıklara da neden olur.”
Demek ki, bahsettiğin bedensel güçsüzlük, bitkinlik, isteksizlik gibi şikayetlerinin arkasında bu var. Yine ifade ettiğin öfkelilik ve sinirlerini kontrol edememek de bu noktadan ileri geliyor.
Devam ediyor Razi:
“Nefsin, cinsel ilişkiden aldığı aşırı hazzı hatırlamasından dolayı, cinsel ilişki düşkünlüğü diğer haz vericilere olan düşkünlüklerden daha kuvvetli ve daha şiddetlidir. Bununla birlikte cinsel bölgelerin sık sık tahrik edilerek uyarılması, erbezlerinin genişlemesine, bu bölgelere fazla kanın hücum etmesine ve bu da sonuçta erbezlerinde çok fazla sperm oluşmasına yol açar. Bundan dolayı da insandaki cinsi münasebet istek ve arzusu kat kat artar.”
Burada çok önemli bir bilgi var. O da şu: Namahrem, açık saçık resimlere, videolara veya canlısına bakan bir erkeğin, erbezleri kendi inisiyatifinin dışında faaliyete geçiyor. Onun elinde tek bir silah var: Bakmamak! Eğer o silahı iradesiyle kullanmadıysa, süreç ve faaliyet otomatik olarak işlemeye başlıyor. Ve senin “alışkanlık” diye ifade ettiğin noktaya kadar ilerliyor. Yani, baktıktan sonra kurtuluş epeyce zor. Dolayısıyla, çözüm bakmama noktasında bulunmak zorunda. Bilmem anlatabiliyor muyum?
Bitmedi; devam ediyor Razi:
“Bunun aksine, insan cinsel ilişkiyi azalttığında, ondan kaçındığında beden asıl tazeliğini ve dinçliğini korur, büyüme ve gelişme süresi artar, yaşlanması, kuruyup solması ve bunaması gecikir; erbezleri küçülür ve malzeme sağlamaz.
Böylece de erbezlerinde az sperm oluşur, gerilme zayıflar, erkeklik organı geri çekilir, şehvet düşer ve sonuçta cinsel ilişkiye olan şiddetli istek ve arzu yok olur.
Bundan dolayı, akıllı kimsenin nefsini kontrol altına alması ve cinsel ilişkiden menetmesi, ona aldanarak kapılmaması ve nefsini ondan alıkoymanın, engellemenin zor olduğu veya mümkün olmadığı bir duruma gelmemesi için nefsiyle bu konuda mücadele etmesi ve bizim, hevanın sınırlandırılması ve kontrol altına alınmasıyla ilgili olarak ifade ettiklerimizi hatırlaması, zihninde tutması gerekir. Özellikle, mümkün olan en üst noktada zevke ulaştıktan ve onu elde ettikten sonra bile şehvetin insanı zevke teşvik ettiği gerçeğini aklında bulundurmalıdır.”
Senin de gördüğün gibi Razi, her şeyi anlatmış. Çareyi de sunuyor: Nefsinle mücadele edeceksin! Bunun başka bir yolu yok!
Bunu söylemekle, ilaca ihtiyacın olup olmadığı hususuna da açıklık getirmiş olduğumuzu zannediyorum.
Bu meselenin ilaçla milaçla bir ilgisi yok. Tamamen senin kendi iradeni harekete geçirmenle ilgisi var. Bunun için de yeterince kuvvet, ruhunda mevcut. Nereden mi biliyorum? Şundan: Yazdığın mektup, ruhunun feryatlarını anlatıyor. Bu ruh, elbette feryatlarından kurtulup rahat ve huzura ermek ister.