Evlilik Kader midir?
Kader konusunun en önemli yönü, kaderin, Allah’ın ilminin bir unvanı olmasıdır. Yani Allah’ın (cc) ilmi her şeyi kuşatır.
Ara
Kader konusunun en önemli yönü, kaderin, Allah’ın ilminin bir unvanı olmasıdır. Yani Allah’ın (cc) ilmi her şeyi kuşatır.
“Evlilik kader midir?” sorusu kader konusunun anlaşılmaması sebebiyle sorulan bir sorudur. Allah’ın ezeliyeti ve ilminin nihayetsiz olduğu, kaderin zorlayıcı olmadığı anlaşıldığında bu soru da gerçek cevabını bulacaktır. Çünkü “Evlilik kader midir?” demek, “Allah bu iki kişinin evleneceğini ezelde biliyor muydu?” demektir.
Kader konusunun en önemli yönü, kaderin, Allah’ın ilminin bir unvanı olmasıdır. Yani Allah’ın (cc) ilmi her şeyi kuşatır. Evliliğin kader olmaması demek, Allah’ın evlenen o iki kişiden habersiz olması demektir ki, bu ise ilmi her şeyi, her mekânı ve her zamanı kuşatan Allah hakkında düşünülemez. O hâlde sorumuzun cevabı, “Evlenmek elbette kaderdir.” olacaktır. Ancak burada iki farklı durumu nazara almak gerekir:
1- Allah, ezelî ilmi ile, evlenecek kadın ve erkeğin, kendi cüz-i iradelerini kullanarak birbirleriyle evlenmek isteyeceklerini bildiğinden ve zamanı geldiğinde onların bu arzularını külli iradesiyle yaratacak olduğundan dolayı, ezelde kader defterlerine birbirleriyle evlenecekleri yazılmıştır. “İlim malûma tâbidir.” kaidesiyle bu yazı evlenecek olanların arzu ve iradelerine tâbidir. Yani kader defterinde “şunlar birbiriyle evlensin” değil, “şunlar birbiriyle evlenecek” diye yazılmıştır. Elbette böyle bir yazı insanı zorlayıcı değildir. Çünkü kader insanın iradesini devre dışı bırakmaz.
2- Bazen de ya bir şükür ya da sabırla imtihan olmaları için, kulun cüz-i iradesi karışmaksızın Allah iki kişiyi karşılaştırabilir ve onların birbirleriyle evlenmelerini murat edebilir. Eğer bu evlilik güzel bir evlilik olmuşsa bu, kadın ve erkeğin şükretmeleri istenen bir nimettir; eğer bu evlilik kötü bir evlilik olmuşsa bu evlilik, sabrın istendiği bir imtihan olur. Erkek kadınla, kadın da erkek ile imtihan edilir. Teğabun Suresinin 15. ayeti bize “eşlerin birer imtihan vesilesi olduğunu”, Lut Peygamberin (as) eşiyle veya Mucadile Suresinde zikredilen kadın sahabinin kocasıyla olan imtihanları da bize aynı hakikati ders vermektedir.
…
Burada ister istemez bu imtihana tâbi olanların soracakları şu soru akla geliyor, “Eşimle imtihan oluyorum, ne yapayım? Boşanayım mı, boşanmayım mı?” Bu sorunun hacmi bu yazıyı aşacağı için şunu hatırlatıp devam edelim: Nasıl ki okul derslerinden imtihana giren bir öğrenci, imtihanların sonucunda bir mükafat alıyorsa, evlilik imtihanının da doğru cevaplarını veren eşler, bu imtihanın mükafatını dünyada da ahirette de alacaklardır. Bu dünyada çekilen sıkıntılar ahiretteki mükafatının yükselmesine vesile olacaktır. Ancak imtihanın şiddetli olduğu durumlar da olabilir.
Bu noktada şunun bilinmesi önemli: Evliliğiyle ilgili imtihan olan bir kimse elbette kararını kendisi verecektir. Şunu da var ki, ailesini dağıtmayıp, sabredip birlikte çözüm bulmaya çalışanları ayeti kerimeler, “sabredenleri müjdele” “Her zorluktan sonra bir kolaylık vardır…” gibi ifadelerle dünya ve ahiret mükafatıyla müjdeliyor…
…
Demek ki, yapılan bütün evliliklerde kulların cüz-i iradeleri esas alınmayabilir. Başka bir ifadeyle, ihtiyârî fiillerden olan evlilik, bazen ıztırârî fiiller gibi kulun müdahalesi ve seçmesi olmaksızın meydana gelebilir. Çünkü dünya aynı zamanda insanlar için bir imtihan yeridir.
Sonuç olarak şu hükümleri birer kaide olarak bilmeliyiz:
– Eğer kul bir şeyin olmasını ister, ancak Allah onun olmasını murat etmezse o fiil vücuda gelmez ve meydana çıkmaz. Eğer vücuda gelmeyen bu arzu, bir hayır ise kul niyetinin mükâfatını görür.
– Eğer kul bir şeyin olmasını ister, Allah da onun olmasını murat ederse o fiil vücuda gelir ve yaratılır. Bu fiilin yaratılmasına kulun cüz-i iradesi sebep olduğundan dolayı, kul bu fiilinden mesuldür. Hayırlı bir iş ise mükâfat, kötü bir iş ise ceza görür.
– Kulun hiçbir müdahalesi olmaksızın, sırf Allah’ın dilemesiyle yaratılan fiiller: Bu tür fiillerde kulun cüz-i iradesi işe karışmaz. Daha önce ifade ettiğimiz gibi şükürle veya sabırla imtihan olmaları için Allah onu öyle yaratır.
İşte evlilik bazen ikinci gruba giren bir fiildir; kulların cüz-i iradelerini kullanmaları neticesinde Allah istediklerini yaratır. Bazen ise üçüncü gruba giren bir fiil olur; Allah kullarının iradelerini karıştırmaksızın onları birbirleriyle evlenmelerini takdir eder. Ancak her iki durumda da evlilik kaderdir. Ve Allah’ın ezelî takdiridir.
…
Değerli Zafer okuyucuları! Kader ile ilgili bir sene önce başlamış olduğumuz 12 yazılık yazı dizisini bu son yazımız ile noktalıyoruz. Bu yazı dizimizde kaleme alınan konuların detaylarını www.feyyaz.tv sitemizdeki Kadere İman videolarımızda bulabilirsiniz. Ayrıca merak ettiğiniz soruların cevaplarını da www.sorularlaislamiyet.com sitemizde bulabilir, bulamadığınız soruları sorabilirsiniz.
Günümüzde bazıları kadere imanın, imanın şartlarından olmadığını savunmaktadırlar. Peki kadere iman, imanın…
Kader konusunda en çok sorulan soru şudur: Allah, bir insanın günâh işleyeceğini…
Önceki yazılarımızda kaderin, cüz’i irade ve cüz’i ihtiyar kavramları üzerinde durmuş, zaman…
Kader, bir yandan mutlaka iman edilmesi gereken bir iman esası iken, diğer…
“Medya tarafından gelişi güzel propaganda edilen feminist düşünceler, kendisini dindar bilen kadınların…
Eşinizin farklı bir birey olduğunu unutmayın Erkek ve kadın yaratılış itibariyle farklıdır.…